Kozan'da birçok Türk'ün kiliseye doldurulduğu tespit edildiği, Feke ilçesinin 80 Ermeni tarafından sarıldığı bildiriliyor, ayrıca Saimbeyli'ye az zamanda takviye yetiştirilmediği takdirde Türklerin sonunun fena olacağı, bu sebeple genel tedbirlerin acele olarak alınması ve Saimbeyli civarında Ermeniler üstün olduğundan Aziziye'den (Pınarbaşı) süratle tertiplenecek bir milli müfrezenin bu bölgeye gönderilmesi ve buradaki kıtaların da milli kıyafetle olaylara iştirak ettirilmesi ve Binbaşı Kenan Bey'in (Kozanoğlu Doğan Bey) derhal Develi'ye hareket ederek bu işleri düzenlemesi ve aynı zamanda bu hareketler sırasında yağma vesaire yapılmaması ve silahlı olmayan Ermenilere hiçbir sebeple taarruz edilmemesi isteniyor.
Atatürk'ün, Sivas'ta bulunan 3. Kolordu Komutanlığı'na gönderdiği telgraf
O, geçmişse hata etmiş. Bir milletin istiklalinin timsali olan bayrak çiğnenmez! Ben onun hatasını tekrar edemem.
9 Eylül 1922'de İzmir kurtarıldıktan bir gün sonra, Atatürk, kalmak için Karşıyaka'daki İplikçizade Köşkü'ne girer.
Kalabalık, Atatürk'ün çiğnemesi için köşkün girişine bir Yunan bayrağı sermiştir.
Atatürk durumu sorduğu zaman, Yunan Kralının bu köşke Türk bayrağını çiğneyerek girdiğini anlatırlar ve aynısını yapmasını isterler.
Atatürk bunu şiddetle reddeder ve bu sözleri söyler.
2. Görsel: Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk, Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak ve Mustafa Kemal'in yaveri Salih Bozok ve Atatürk'ün emir çavuşu Ali Metin (önde oturan) arabayla İzmir'e geliyor. 10 Eylül 1922
Eşini mesut edebilecek herkes evlenmelidir. Çoluk çocuk sahibi olmalıdır.
Bana bakmayınız. Bu meselede örnek İsmet Paşa'dır. Benim hayatım başka türlü düzenlenmiştir. Buna rağmen tecrübesini yaptım. Sonradan anladım ki, bu iş benim başarabileceğim iş değilmiş.
Küçük hanımlar, küçük beyler!
Sizler her biriniz geleceğin bir gülü, bir yıldızı, bir ikbalisiniz. Memleketi asıl nura boğacak sizsiniz.
Kendinizin ne kadar mühim, kıymetli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız.
Sizlerden çok şeyler bekliyoruz; kızlarım, çocuklarım.
Atatürk'ün Bursa'da çocuklarla yaptığı sohbetten.
Türk'ün haysiyet ve izzetinefis ve kabiliyeti çok yüksek ve büyüktür.
Böyle bir millet esir yaşamaktansa mahvolsun evladır.
Dolayısıyla, ya istiklal ya ölüm!