Haysiyetsiz subayların nasıl felaketler hazırlamaya yatkın olduklarını, maalesef lüzumundan fazla tecrübe ettiğimiz için, ordudaki subayların yetiştirilmesi hakkındaki esas fikrin, şeref ve haysiyeti yüksek tutmaya yönelik olması gerektiği inancındayım.
Atatürk'ün Kazım Karabekir'e mektubu
Bu büyük muharebede hayatlarını feda eden Türk evlatlarının isimlerini bir levhada göstermek maalesef mümkün olmadı.
Biz harbi sevk ve idare ettik; fakat ölümle pençeleşen onlardı.
Bununla beraber, onların isimlerini ayrı ayrı yazmaya zaten de lüzum yoktur. Çünkü onlar bir isim altında toplanmışlardır ki, Türk'türler.
Atatürk'ün 30 Ağustos Zaferi hakkındaki konuşması
Bak Bayar, bu güzel memleket ve bu temiz yürekli halk, istilacıların ayakları altında bırakılabilir miydi?
Atatürk, Bursa'da Sümerbank Merinos fabrikasının açılışına giderken halkın sevgi gösterilerine üzerine Celal Bayar'a söyledikleri
Çocuklar, Çankaya'da rahat ediyorsam, İsmet sayesindedir.
Falih Rıfkı Atay anlatıyor:
Mustafa Kemal, her şeyi ve herkesi, kendisine kadar herkesi zaman zaman tenkit etmiştir. Fakat on beş yıl onun hususî meclislerinde bulunanlar bilirler ki, Mustafa Kemal, İsmet Paşa'yı bütün arkadaşlarından daima üstün tutmuştur.
Onun zekâsına, faziletine, devlet idaresine güvenmiştir. Nice defalar:
"Çocuklar, Çankaya'da rahat ediyorsam, İsmet sayesindedir" demiştir.
Bu sözü duymayan Çankaya davetlileri parmakla gösterilebilir.
Mustafa Kemal ve İsmet, aralarındaki nisbet daima ayrıca muhakeme edilmek üzere, birbirlerini tamamlamışlardı.
Çabuk bana yeni bir din bul!
Ağaç dini.
Bir din ki ibadeti ağaç dikmek olsa!
Atatürk'ün, Diyarbakır'ın çöllerinde atıyla gezerken Kurmay Başkanı İsmet Paşa'ya söyledikleri.
Mustafa Kemal Paşa, Aralık l9l6'da Ahmet İzzet Paşa'nın izinli olarak bir süre İstanbul'a gitmesi üzerine vekâleten 2. Ordu Komutanlığı'na tayin edildi. Karargâhı Diyarbakır'da olan bu ordunun Kurmay Başkanı Albay İsmet (İnönü) Bey'di. Büyük Komutan'ın, İnönü ile yakından tanışması, emir-komuta zinciri içinde çalışması bu tarihlere rastladı.
Atatürk, Ankara yeni kurulduktan sonra onun ağaçlandırılması için büyük bir çaba harcadı.
Öyle ki İngiltere Büyükelçisi Sir Geroge Clarck, Falih Rıfkı Atay'a "Birçok bina yapmışsınız, yollar yapmışsınız. Bunları çimentoyla yaparsınız. Ama neye şaştım biliyor musun? O yeşilliğe hayran kaldım. Bu mucizeyi nasıl yaptınız?" demişti.