Kuva-yi Milliye, namuslu bir insanın yastığının altindaki tabancaya benzer.
Namusunu koruması için, herhangi bir ümidi kalmadığı zamanda hiç değilse intihara yarar.
Atatürk'ün kendisine "Paşam, memleket işgal edilmiş, ordu tümüyle dağılmış, büyük devletler bizim sonumuzu görüşüyorlar. Galip devletlerin kuvvetli orduları ve donanmaları karşısında kurmak istediğiniz Kuva-yi Milliye neye yarar?" diye soran bir şahsa verdiği cevap.
Bu büyük muharebede hayatlarını feda eden Türk evlatlarının isimlerini bir levhada göstermek maalesef mümkün olmadı.
Biz harbi sevk ve idare ettik; fakat ölümle pençeleşen onlardı.
Bununla beraber, onların isimlerini ayrı ayrı yazmaya zaten de lüzum yoktur. Çünkü onlar bir isim altında toplanmışlardır ki, Türk'türler.
Atatürk'ün 30 Ağustos Zaferi hakkındaki konuşması
Bence bir milletin doğrudan doğruya hayatıyla, yükselmesiyle, düşkünlüğüyle alakadar olan en mühim etken, milletin ekonomisidir.
Bu, tarihin ve tecrübenin tespit ettiği bir hakikattir.
Bu hakikat bizim milli hayatımızda ve milli tarihimizde de tamamıyla görünmektedir.
Türk tarihi incelenirse birçok sebeplerin başında bütün yükselme ve çökme sebebinin ekonomi meselesinden başka bir şey olmadığı anlaşılır.
Bu münasebetle diyebiliriz ki, Türkiye Cumhuriyeti'ni layık olduğu mertebeye çıkarabilmek için ekonomimize birinci derecede önem vermek lazımdır; zamanımızın bir ekonomi devri olduğu düşünülürse bu önemin derecesi kolaylıkla meydana çıkar.
Ben milletle kumar oynamam!
Başarılı olacağımızı biliyorum, artık milletlerin kendi kendilerini kurtarmaları devri gelmiştir.
Sömürge devri sona ermiştir.
Atatürk'ün Erzurum'dan ayrılmadan önce arkadaşlarına söyledikleri.
Bu kıymetli diyarın en yüksek makam ve vazifesini kazanmış ve üstlenmiş olmanızdan dolayı sizi tebrik ederken, gelişmesini daima alaka ve muhabbetle takip edeceğim Hatay'daki faaliyetinizde muvaffakiyetinizi temenni eyler ve Hatay'ın yeni idare altında pek çok saadet ve refahlar görmesini yürekten dilerim.
Hatay Devlet Başkanı seçilen Tayfur Sökmen'e gönderdiği telgraf.
Tayfur Sökmen, 1892 yılında Adana'da doğdu. Rüştiyeyi bitirmiş, ayrıca hususi eğitim almıştır. 2. Kolordu emrinde Kuvâ-yi Milliye komutanlığı, Hatay Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti temsilciliği, İskenderun ve havalisi Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kuruculuğu ve başkanlığı, Antakya-İskenderun muaveneti İçtimaiye cemiyeti başkanlığı, Hatay Erkimlik Cemiyeti Reisliği yapmıştır.
Milli Mücadele sırasında Hatay'da Fransızlara karşı direnişi örgütledi.
1937'de Milletler Cemiyeti'nin Hatay için kabul ettiği anayasadan sonra kurulan Hatay Devleti'nin ilk ve tek devlet başkanı seçildi. Bu görevi, Hatay 29 Haziran 1939'da Millet Meclisi'nin kararıyla Türkiye'ye katılma kararı alıncaya kadar sürdürdü.
Hatay'ın Türkiye'ye katılması sonrasında TBMM'ye giren Sökmen, 1943, 1946, 1950, 1954 ve 1957 genel seçimlerinde Hatay milletvekili seçildi. 1961'de Cumhuriyet Senatosu'na seçilen Sökmen, 1975'te yaş haddinden emekliye ayrıldı.
Tayfur Sökmen, 3 Mart 1980 tarihinde İstanbul'da vefat etti.
Tayfur Sökmen, Hatay'ın Türkiye'ye katılmasında önemli rol oynayan bir lider olarak kabul edilir. Hatay'ın kurtuluşu için verdiği mücadeleden dolayı kendisine "Hatay'ın Fatihi" unvanı verilmiştir.
Sökmen'in çocukları arasında eski TBMM Başkanvekili Murat Sökmenoğlu ve eski Hatay milletvekili Bahir Sökmenoğlu da bulunmaktadır.
Tayfur Sökmen'in 21 akrabası 6 Şubat 1923 depreminde hayatını kaybetti.
Mekanı cennet olsun...
