Yıllar
Konular
Favoriler

Cesaret gösteren ve tehlikeye atılan kazanır.

Kuvvetli olduğu halde başarıdan ümidini kesen, yerinden hareket edemeyen ve düşmanın hücum etmesini bekleyen herhalde mağlup olur.

Bir komutan, birliklerin emniyetini sağladıktan sonra düşmanı mağlup edeceğim demeli, mağlubiyet korkusunu hiç aklına getirmemeli; bu bağlamda Napolyon’u taklit etmelidir.

Korkak kalp daima mağluptur.

Mustafa Kemal Atatürk
Buraya tıklayarak sayfayı yenileyin ve her yenilediğinizde Atatürk'ün bir başka sözüyle karşılaşacaksınız
X

Atatürk'ün 1902-1905 yılları arasında Harp Akademisi'nde okurken 1897 Türk-Yunan savaşı hakkındaki notlarından.

Notlarda herhangi bir tarih kaydı bulunmuyor.

Kaynak: Atatürk'ün Not Defterleri, ATASE 4. Cilt, s.27-28

Batı fabrikalarının çelik zırhlarıyla kaplanan muazzam Yunan orduları artık Anadolu dağlarında subayları tarafından terk edilmiş zavallı sürüler, cinayetlerinden dehşete düşerek kudurmuş kitleler ve ağaç diplerinde kalmış dermansız yaralılardan ibaret kaldı.

Mustafa Kemal Atatürk - 12 Eylül 1922

Büyük Zafer sonrası millete beyanname

Kaynak: Atatürk'ün Bütün Eserleri, 13. Cilt, s.274

Bugün de aynı hisler aynı kuvvetle devam ediyor.

Mustafa Kemal Atatürk - 20 Kasım 1930

Atatürk'ün Sivas Lisesi hatıra defterine yazdığı not.

Sivas Kongresi 4 Eylül-11 Eylül 1919 tarihinde düzenlendi. Atatürk, Sivas'a 2 Eylül'de geldi ve 18 Eylül'e kadar burada kaldı.

Sivas Kongresi, Sivas Valisi Mazlum Paşazade Mehmet Memduh Bey tarafından 5 Ekim 1892 yılında inşa edilen ve görkemli bir mimariye sahip olan Sivas Lisesi'nde düzenlendi.

Kongreye katılanlar Sivas'ta yaşayan insanların evinde kalırken, Mustafa Kemal'in kalması ve çalışması için lisede bir oda ayarlandı.

Sivas Lisesi, 1981 yılında kapatıldı ve 1990 yılında müze olarak ziyarete açıldı.

Müzede, kongre salonu ve Atatürk'e ait çalışma ve dinlenme odası, kongrenin yapıldığı günlerdeki hali ile muhafaza edilmektedir.

Kaynak: Atatürk'ün Bütün Eserleri, 24. Cilt, s.349

Aziz Manisalılar, ben Manisa'yı yangınlar içinde, harap ve türap bir halde görmüştüm. Muhterem Manisalılar, ben sizi karanlıktan, ateşten, esaretten henüz kurtulduğunuz bir zamanda görmüştüm.

Fakat o günkü halleri, itiraf ederim, hakiki üzüntüyle karşılamadım. Gerçi siz zalim bir taarruzun şiddetli darbelerinden henüz kurtulmuştunuz. Fakat ben emindim ki, bu kadar şiddetli darbeler insanların inançlarını takviye eder.

Kabiliyeti, cevheri olan bir millet öyle darbelerden uyanıklık kazanır. Maziye nispeten geleceğini daha çok parlak yapabilir.Muhterem arkadaşlar, felaketler insanları, akılları başında olan milletleri daima azimkar, iyi hamlelere sevk eder ve işte siz de o hamleleri yapmaktasınız.

Mustafa Kemal Atatürk - 10 Ekim 1925

Atatürk'ün Manisa'da halka yaptığı konuşmadan...

Yunan ordusu kaçarken, Atatürk'le beraber 5 Eylül 1922'de Manisa'ya giren Ruşen Eşref Ünaydın, Alaşehir'de gördüğü korkunç manzarayı 2. ve 3. görseldeki sözlerle ifade edecekti.

1922 Alaşehir yangını, Yunan ordusu tarafından geri çekilme sırasında başlatıldı ve 3 Eylül 1922'den 5 Eylül'e kadar devam etti.

Yangın ve katliamlar sonucu 3,000 kadar sivil öldü ve şehirdeki 4550 evin sadece 100 tanesi kurtulabildi.

300 kadar Türk çocuğu ve bir o kadar kadın, Yunan askerleri tarafından kurşuna dizildi.

38.000 nüfuslu Alaşehir'in nüfusu 4.000'e düştü...

Yangın sırasında dükkan ve evlerde yağma başladı ve yangından kaçmaya çalışan siviller Yunan askerleri tarafından vuruldu. Türk kadınlarına sıklıkla tecavüz edildi.

İngiliz raporuna göre 72 kadın diri diri ateşe atılarak yakıldı.

Orada bulunan Kızılhaç görevlisi 2 Amerikalı şunları yazmıştı:

Her ikimiz 1916 yılından beri birçok felaketlere tanık olduk. Şimdiye kadar buradaki harabelere yaptığımız ziyaretler kadar acı verici bir görevle karşılaşmadık. Hiçbir yerde halkın yüzlerinde okunan korku ve dehşet izlerine benzer acıklı bir görünüşe rastlamadık. Bu görünüş karşısında istemeyerek Pompei ve Mesina harabelerini hatırladık. Fakat bu iki şehrin harap oluşu doğal sebeplerden olduğu halde savaş meydanından çok uzaktaki Alaşehir ve civarının tahribatı, olayları gözleriyle görenlerin tanıdıklarına ve söylediklerine göre yirminci yüzyılın ortasında Hristiyanlar tarafından planlı bir biçimde yapılmıştır.

Kaynak: Atatürk'ün Bütün Eserleri, 18. Cilt, s. 50

Hukuk, sırf akıl ve mantığa dayalı birtakım eski teorik kurallardan ibaret olmayıp, zaman ve mekanın ihtiyacına göre değişir.

Mustafa Kemal Atatürk - 1925

Atatürk'ün hukuk hakkındaki notlarından...

Kaynak: Atatürk'ün Not Defterleri, ATASE, 12. Cilt, s.16

Veritabanında
717 söz
bulunuyor.
Arama
Görüş Bildir

ve Arasında