Bizim inkılabımız, bir ihtilal olmaktan öte, bir milli yenilenmedir.
Türk inkılabının amacı, bir taraftan Türk ırkının hayat ve bekasını tehlikeye atan sebepleri ve Türk'ün refah ve mutluluğuna engel olan unsurları ortadan kaldırmak; diğer taraftan, eskimiş, yaşam gücü sönmüş temellere dayanan Doğu milletleri sınıfından çıkarak, hayatını çağdaş esaslar üzerine kuran, medeni bir Batı milleti olmanın gereklerini yerine getirmektir.
Atatürk'ün hukuk hakkındaki not defterinden
Efendiler! Haşmet ve debdebe içinde hayat geçirmeye alışan bu padişahlar ve yakınları ve sarayları ve bütün erkanı artık ne olursa olsun bütün bu debdebe ve gösterişi devam ettirmenin zaruri olduğu kanaatinde bulunuyorlardı.
Onun için devletin hakiki kaynaklarını kuruttuktan sonra muhtaç oldukları parayı hariçten tedarike kalkıştılar ve bunun için birçok borçlanmaya girdiler.
Milletin bütün menfaatlarını sınırlamak suretiyle ve haysiyet ve şerefini feda etmek suretiyle birçok borçlanmaya girdiler.
O kadar ki, bunların faizlerini ödeyemeyecek bir hale geldi ve bir gün devlet, dünya gözünde iflas etmiş sayıldı.
Osmanlı Padişahları hakkında, İzmit sinema binasında konuşma.
Bir millet, varlığını ve istiklalini sağlayıp korumak için, akla gelebilecek bütün teşebbüsleri ve fedakarlıkları yaptıktan sonra başarılı olur.
Ya başaramazsa demek, o milletin ölmüş olduğunu kabul etmek demektir.
Öyleyse millet, yaşadıkça ve özverili girişimlerini sürdürdükçe başarısızlık söz konusu olamaz.
Amerikan hükümetinin Kafkasya'da incelemelerde bulunması için gönderdiği General James G. Harbord'la Sivas'ta görüşme yapan Mustafa Kemal'in, kendisine "Millet akla gelebilecek bütün teşebbüsleri ve fedakarlıkları yaptıktan sonra başarısız olursanız, ne yapacaksınız" diye soran generale verdiği cevap.
Bir emirde evvela dikkate alınacak madde, o emrin uygulanabilir olmasıdır. Bu hususta, hakikaten, düşünülenin üstünde hata edilir.
Bundan kaçınabilmek için, her ne vakit bir emir verilirse, o emrin, astın bulunduğu vaziyet içinde nasıl uygulanabileceği kendi kendine sorulmalıdır.
İşte bu şekilde uygulanamaz olan noktalar açık bir şekilde meydana çıkar. Bir karar almak için nasıl ki düşmanın fikrine nüfuz etmek lazım ise, bir emir verilirken de emir veren kendini astın yerine koymalıdır.
Yunanlılarla işimiz bitti artık!
Düşmanlığa yer yok!
İki milletin ve dünyanın selameti bakımından Türk-Yunan dostluğu şarttır.
Ben derhal bu maksatla Venizelos'u İzmir'e davet edeceğim.
Atatürk, İzmir ufukta göründüğü an İsmet İnönü'ye dönüp "İzmir'e gelince ilk iş olarak büyükçe bir bina hazırla!" diyor.
İnönü merak ediyor ve soruyor: "Bu bina ne olacaktı?"
Atatürk görseldeki yanıtı veriyor.
