En geniş manasında saldırı silahlarının tamamen kaldırılması; yani bütün memleketlerin saldırı imkan ve kabiliyetlerinin büsbütün kaldırılmasını bekleyerek adım adım fakat süratle kaldırılması başından beri bağlı kaldığımız hedeftir.
1933 yılında savaşsız, silahsız bir dünya isteyen bir lider...
Atatürk'ün ABD başkanı Franklin Roosevelt'te yazdığı mektuptan...
Bir milletin felaket içinde kalması, yok olma tehlikesine maruz kalışı, mutlaka toplumsal, ahlaki bir hastalığa tutulması neticesidir.
Milletin hakiki kurtuluşunda başarıyı temin için, mutlaka milletin toplumsal noksanlarını idrak etmek ve hastalığı esasından bilimsel bir surette tedavi çarelerine girişmek lazımdır.
Tedavi ancak bilimsel bir şekilde olursa işe yarar.
Bugün içimizde bulunan Hristiyan, Musevi vatandaşlar, mukadderat ve talihlerini Türk milliyetine vicdani arzularıyla bağladıktan sonra kendilerine yan gözle, yabancı nazarıyla bakılması, medeni Türk milletinin asil ahlakından beklenebilir mi?
Irkçılık hakkında
Vatandaş İçin Medeni Bilgiler
Profesör, Türkler ve Macarlar iki kardeş millettir. Dilleriyle, kültürleriyle, kökenleriyle iki kardeş millet. Fakat bu iki kardeş millet ne yaptı? İki kardeş millet gibi mi, kendi yüksek milli gayelerini ve büyük geleceği düşünen ve gören iki olgun kardeş millet gibi mi hareket etti?
Hayır, ne yazık ki hayır.
Biz Türkler, ilayi kelimetullah diye, bir fedai gibi İslam aleminin önüne geçtik, siz Macarlar ruhullah diye yine bir fedai gibi Hristiyan dünyasının önüne düştünüz ve asırlarca birbirimizi kırdık ve karşılıklı kırıştık, değil mi?
Fakat ne için? Hangi büyük maksat, hangi milli gaye, hangi yüksek gelecek için? Ve kimin için? Kimin hesabına?
Böyle yapacağımıza, eğer gurur ve ihtirasa, boş davalara, manasız, hayalperest emellere ve başkalarının maksatlarına kapılmayıp da iki kardeş millet el ele barış içinde birleşseydik, hem kendi milletlerimizin, hem de bütün insanlığın refah ve saadetine hizmet etmez miydik?
Atatürk'ün 1932 yılında düzenlenen Türk Tarih Kongresi'ne davet ettiği Macar aydını ve Türk-Macar Derneği Başkanı Prof. Zayti Ferenç'e bir akşam yemeğinde söyledikleri
Ordumuz bildiğiniz gibi kuvvetli ve azimlidir. Hatta sabırsızdır.
Zatıalinizden kahramanca bir hareket ve onun kuvvetle muhtemel olan neticesini beklerim.
Atatürk, Lozan'da bulunan İsmet Paşa'ya "kibarca" sakın geri pas yapma İsmet, arkanda ben varım diyor.
Bu telgraftan 20 gün sonra İtilaf Devletleri anlaşmaya razı oldu.
