Efendiler! Asırlardan beri Doğu'da mağdur ve mazlum olan milletimiz, Türk milleti hakikatte yaratılıştan sahip olduğu hasletlerden yoksun kabul ediliyordu.
Son senelerde milletimizin fiilen gösterdiği kabiliyet, eğilim, idrak, kendi hakkında kötü zanda bulunanların ne kadar gafil ve ne kadar incelemeden uzak, görünüşe aldanan insanlar olduğunu pek güzel ispat etti.
Milletimiz, sahip olduğu vasıfları ve liyakatini, hükümetinin yeni ismiyle medeniyet cihanına daha çok kolaylıkla göstermeye muvaffak olacaktır.
Türkiye Cumhuriyeti, cihanda işgal ettiği mevkiye layık olduğunu eserleriyle ispat edecektir.
Atatürk'ün cumhuriyetin ilanı ve cumhurbaşkanı seçilmesinden hemen sonra meclis kürsüsünde yaptığı konuşmadan.
Hayatın sırları içgüdülerle duygulardadır. Akıl ve mantıkla bulunmaz.
Çocuğum olmadığında hikmet ve isabet varmış. Eğer bir evlat kaybetmek felaketine uğrasaydım, kalbim elem ve kedere dayanamazdı.
Atatürk hayvanları, özellikle de köpekleri ve atları çok severdi. Birgün kendisine ait bir tayın hastalandığını ve ölmek üzere olduğunu duyunca yanına gitti. Acı çekmemesi için öldürülmesi gereken hayvanı dakikalarca sevmişti ve sonrasında bu sözleri söylemişti...
Bir Fransız şairi hayatı şöyle niteliyor:
"Hayat kısadır
Biraz hayal
Biraz aşk
Ve sonra günaydın
Hayat hoştur
Biraz kin
Biraz ümit
Ve sonra iyi akşamlar"
Salih, bunları ezberle. Ve sen hayatı nasıl anladınsa ona göre bunlardan birini benimse.
Atatürk'ün Salih Bozok'a mektubu
Şiir, mektubun orijinalinde Fransızca olarak yazılmıştı.
Medeniyetin esası, ilerleme ve kuvvetin temeli aile hayatındadır. Bu hayatta fenalık, muhakkak toplumsal, iktisadi, siyasi acze sebep olur.
Aileyi teşkil eden kadın ve erkek unsurların tabii haklarına sahip olmaları, aile vazifelerini idareye muktedir bulunmaları gereklidir.
Atatürk'ün 30 Ağustos'un 2. yıldönümünde Dumlupınar'da yaptığı konuşmadan.
Önemle belirtmem gerekir ki bu söz bazı gerici çevreler tarafından ne yazık ki çarpıtılıyor ve sanki Atatürk homofobik veya LGBT karşıtı izlenimi verilmek isteniyor.
Atatürk burada aileyi oluşturan kadın ve erkeğin eşit olması gerektiğini, eşit haklara sahip olmasını gerektiğini ima ediyor.
Aile hayatındaki fenalıktan kastı ise kadınların haklarının çiğnenmesi ve 2. plana atılmaları.
Yoksa kimsenin aile kurmaması veya farklı bir cinsel yönelime sahip olması kimsenin aile kurmasına engel olmaz veya ailesini etkilemez. Zaten iyi bir aile, her bireyine görüşü veya yönelimi ne olursa olsun kanat gerer ve destek olur.