İnkılabın temellerini her gün derinleştirmek, takviye etmek lazımdır.
Birbirimizi aldatmayalım. Medeni dünya çok ileridedir. Buna yetişmek, o medeniyet dairesine dahil olmak mecburiyetindeyiz.
Bütün safsataları, boş sözleri bertaraf etmek lazımdır. Şapka giyelim mi, giymeyelim mi gibi sözler manasızdır.
Şapka da giyeceğiz, Batı'nın her türlü medeni eserlerini de alacağız.
Atatürk'ün, Akhisar Türk Ocağı'nda yaptığı konuşmadan...
Dışişleri ve İçişleri bakanlarımızı gönderdik.
Bütün insani hissiyatımızla barış istediğimizi cihana ispat ettik.
Fakat muhataplarımız insaniyetten değil, kanlı manzaralardan zevk alan insanlar tesadüf etti ve öyle oldu.
Bu sebeple çok fazla Yunan kanı aktı ise kabahat bizde midir?
Uysal bir halk kitlesi, Doğu geleneklerine bağlı kalmışsa, yanlış ve köstekleyici alışkanlıklar sonunda birtakım kuvvetlerin tekelci vesayeti altına sürüklenebiliyorsa, bu kitle adına, milli iradeyi temsil eden aydınlar harekete geçerler.
Kitleyi çağdaş bir düzene kavuşturmak için, geri düzenle, batıl itikatlarla, hurafelerle savaşırlar. Devrim yaparlar. Geri düzeni değiştirirler.
Bunun için halk iradesine başvurulmaz.
Atatürk'ün "devrimcilik" anlayışı
Şaşırıyorum şu tavuk, hindi, koyun kesenlere, kasaplara, nasıl o bıçağı alıp da canlı canlı bir yaratığı kesip öldürüyorlar. Bayağı yürek isteyen bir iş.
Bütün millet bugün demirden bir kale gibi sarsılmaz birliği ile mevcudiyetini, din ve namusunu kurtarmaya azmetmiş bulunuyor.
İşte Anadolu'da şekillenen milli teşkilat, bu azmin ve meşru imanın hayırlı bir neticesinden ibarettir.
