Yıllar
Konular
Favoriler

Herhalde milletin hükümetin bekçisi olması lazım gelir.

Çünkü hükümetlerin icraatı olumsuz olup da millet itiraz etmez ve düşürmezse, bütün kusur ve kabahâtlere katılmış demektir.

Mustafa Kemal Atatürk - 28 Aralık 1919
Buraya tıklayarak sayfayı yenileyin ve her yenilediğinizde Atatürk'ün bir başka sözüyle karşılaşacaksınız
X

Atatürk'ün Ankara eşrafı ve ileri gelenleriyle konuşması.

Kaynak: Atatürk'ün Bütün Eserleri 6. Cilt, s.31

Elimizdeki savaş uçaklarının bir kısmı Fransız sisteminde olup, bazılarının makineli tüfekleri noksandır. Spat on üç uçaklarına mahsus makineli tüfeklerden on beş kadarına ihtiyacım vardır. Suriye'den veya en yakın bir yerden birkaç gün içinde yetiştirilmesine yol göstermenizi rica ederim. Bu makineli tüfekler şu sırada benim için Fransa'nın en kıymetli hediyesi olacaktır.

Mustafa Kemal Atatürk - 29 Ağustos 1922

Atatürk'ün Fransız Albay Louis Mougin'e yolladığı telgraf.

Büyük Taarruz öncesinde Türk ordusunda savaş uçağı çok azdı. Bunun üzerine, gizlice gerçekleştirilen bir satın alma operasyonuyla savaştan kalan 20 adet SPAD XIII uçağı, silahsız bir şekilde İtalyan tüccar Parakini aracılığıyla İtalya'dan alınarak Millî Kuvvetler'e katıldı.

Bu uçaklar gemiyle Mersin'e getirildikten sonra Konya'ya nakledildi ve burada detaylı bakımları yapıldı.

Toplam altı uçak, kullanılamaz durumda olan Alman Bölükleri'nden elde edilen Spandau makinalı tüfeklerle donatılarak Büyük Taarruz öncesinde savaşa hazır hale getirildi. Büyük Taarruz sırasında ise bu uçaklardan beşi, 1. ve 2. Tayyare Bölükleri'ne bağlı olarak Batı Cephesi'nde görev yaptı.

Bu uçaklardan biri olan Yüzbaşı Fazıl'ın kullandığı uçak, 29 Ağustos 1922'de bir Yunan Breguet XIV uçağını düşürmüştü. Bu avcı uçakları daha sonraki yıllarda eğitim amaçlı kullanıldı ve 1926 yılına kadar hizmette kaldı.

Türk ordularının I. ve II. İnönü muharebelerindeki başarıları Fransa'yı çok etkilemiş ve bunun sonucunda Fransa tutumunu değiştirmişti.

Fransızlar 1921 Mart ayından itibaren Türkiye ile görüşmelere başladı.

20 Ekim 1921 tarihinde Henri Franklin Bouillon ile Hariciye Vekili Yusuf Kemal (Tengirsek) Bey arasında Ankara antlaşması imzalandı.

Bu antlaşma ile Fransa, iktisadi ve kültürel imtiyazlardan vazgeçiyor, güney sınırımız tespit ediliyordu.

Bu anlaşma ile I. Dünya Savaşı öncesi kurulmuş bulunan İtilaf Blok'u parçalandı.

Versay'da kendisini desteklemeyen ve Almanya'ya yumuşak davranan İngiltere'ye kızan Fransa, Türkiye konusunda İngiltere'ye oyun oynuyor ve tek başına hareket ediyordu. İngiltere bu anlaşmayı hayret ve dehşetle karşıladığını açıkça belirtti.

Atatürk ise "Türkiye ile Sèvres Antlaşması'nı imzalamış devletlerin en güçlülerinden biri olan Fransa'nın bizimle ayrı bir anlaşmaya vardığı gerçeği, o antlaşmanın (Sevr'in) sadece bir bez parçası olduğunu tüm dünyaya kanıtladı." demişti.

Mösyö Louis Mougin, Mustafa Kemal'in büyük bir hayranı ve de Türkiye'ye yeterli destek ve yardım sağlamayan kendi hükümetini sık sık tenkid edecek dereceye varacak kadar, Türk ulusal hareketinin güçlü bir savunucusu haline gelmiş bir Fransız albaydı ve Ankara Anlaşması görüşmeleri sırasında Franklin Bouillon'la beraber çalışmıştı.

Kaynak: Atatürk'ün Bütün Eserleri, 13. Cilt, s.223

Temiz duygularınızı bildiren tel yazınızı aldım. Mazhariyetiniz münasebetiyle memleketimiz ve Türk kadınlığı hakkındaki saygılı intibalarınızdan ve şahsıma dair kalbi sözlerinizden mütehassis oldum. Donanmış olduğunuz maddi ve manevi kıymet ve fazilet içinde mesut olmanızı dilerim kızım.

Mustafa Kemal Atatürk - 2 Eylül 1932

Atatürk'ün "Dünya Güzeli" seçilen Keriman Halis'in kendisine gönderdiği telgrafa verdiği yanıt...

1932 yılının 'Dünya Güzellik Yarışması', 31 Temmuz'da Belçika'da düzenlendi. Bu yarışmaya 28 farklı ülkenin güzellik temsilcileri katıldı. Jüri, 'Türkiye Güzeli' olarak seçilen Keriman Halis'i 'Dünya Güzellik Kraliçesi' olarak ilan etti. Bu karar, Belçika ve Avrupa basını tarafından büyük bir olumlu tepkiyle karşılandı ve Türk kızının bu prestijli unvana layık görülmesi, Türkiye genelinde büyük bir bayram coşkusu yarattı.

Güzellik kraliçesi yarışmalarına bilhassa önem veren Atatürk de, bu mutlu sonuçtan büyük bir memnuniyet duymuş ve 3 Ağustos günü Cumhuriyet Gazetesi'ne uzun bir demeç vermişti.

Gazetedeki demecinde Keriman Halis'ten "Keriman Ece" olarak bahseden Atatürk, Sirkeci Garı'nda kraliçeler gibi karşılanan 'Dünya Güzellik Kraliçesi' Keriman Halis'e, yurda döndükten sonra "Ece" soyadını verdi.

Keriman Ece, Atatürk'e aşağıdaki telgrafı çekmişti:

On beş günden beri memleketimden hiçbir haber alamamıştım. Bugün Paris sefaretimizde layık olmadığım kıymettar iltifatınızı gazetelerde gördüm. Meserretimden ağladım.

Bu muvaffakıyyetim sizin memleket kadınlığına telkin ettiğiniz fikirlerin eseridir.

Tanrının sizi üzerimizden eksik etmemesi temenniyetini yad etmekteyim. İhtiramatımın kabulünü rica ederim efendim."

Kaynak: Atatürk'ün Bütün Eserleri, 25. Cilt, s.403

Hangi tarafın galip geleceğine dair fikri kanaatimi söylemekten sakınırım. Nazik ve mühim bir devre içinde bulunduğumuza şüphe yoktur; Almanlar büyük ve hayret verici bir saldırıyla, birçok Fransız kalesini çiğneyerek sağ kanadı ile Paris'i geçip Fransız ordusunu -arkası İsviçre'ye olmak üzere- sıkıştırdı.

Bunun, Almanların tek maksadı olduğunda ve onu da başardıklarında herkes fikir birliğindeydi. Ve bütün kainat artık son ve kati meydan muharebesini ve onun neticesini bekliyordu.

Halbuki bu neticeye karşılık, Alman ordularının Fransız ordusu karşısında yüzlerce kilometre geri çekildiği görüldü.

Doğuda Ruslarla Almanlar ve Avusturyalılar arasında cereyan eden vakalarda, Doğu Prusya'da Ruslar bozuldu, fakat güneyde Rusların pek üstün kuvvetleri karşısında Avusturya ordusu çekiliyor, batıda Fransız ordusu taarruza hazır.

Dolayısıyla Alman ordusu serbest değil. Doğuda Rus ordusu üstün ve Avusturya ordusu çekilmeye mecbur.

Vaziyeti şöyle yorumlayabiliriz: Almanlar Fransız ordusunu kati meydan muharebesiyle henüz mağlup edemeyeceklerini ve Avusturya ordusunun üstün Ruslar karşısında daha fazla mukavemet edemeyeceğini görerek batıda bütün ordu ile geri çekilerek nispeten doğuya yaklaşmak ve sonra Fransız ordusu karşısında bir müdafaa ordusu bırakarak kalan ordularıyla doğuya yönelip, Avusturya ordusuyla birlikte Rus ordusunu vurmak istiyorlar.

Pek güzel! Fakat bu defa, Rus ordusu geriye, doğuya çekilmeye başlarsa ve bu orduyu yakalayıp ezmek mümkün olmazsa ve diğer taraftan Fransız ordusu mukavemet için yardım talebine mecbur olursa bu defa gene doğuda Ruslara karşı bir müdafaa kuvveti bırakıp batıya mı yönelinecek?

Ve böyle mekik gibi, bir doğuya bir batıya gide gele Alman ordusunun hali ne olur?

Mustafa Kemal Atatürk - 17 Eylül 1914

Atatürk'ün 1. Dünya Savaşı başladıktan 51 gün sonraki durum değerlendirmesi

Kaynak: Atatürk'ün Bütün Eserleri 1. Cilt, s.201

Siyasi ve toplumsal hakların kadın tarafından kullanılmasının insanlığın saadeti ve prestiji bakımından elzem olduğuna eminim.

Mustafa Kemal Atatürk - 22 Nisan 1935

Atatürk'ün Yıldız/İstanbul'da Kadınlara oy hakkı temini için toplanan Arsıulusal Kadınlar Birliği 12. Kongresi'ne yolladığı telgraftan...

Kaynak: Atatürk'ün Bütün Eserleri, 27. Cilt, s. 185

Veritabanında
717 söz
bulunuyor.
Arama
Görüş Bildir

ve Arasında