Siyaset sahasında karşılıklı faaliyetin feyizli gelişmeleri ancak vatandaşlar arasında düşmanlık meydana gelmesine mahal verilmemesiyle temin olunabilir.
Bunun çareleri, partilerin içine girebilecek gayri samimi ve gizli maksatlı unsurların, kanun üstünde netice isteyen emel sahiplerinin bütün milletçe nefret verici görülmesi ve bir de Cumhuriyet esası üzerinde çalışan partilerce bu gibilerin faaliyetlerinden daima uzak kalınmasıdır.
Kutuplaşma hakkında
Muhtelif milletleri müşterek ve genel bir ünvan altında toplamak ve bu muhtelif unsur kütlelerini aynı hukuk ve şartlar altında bulundurarak kuvvetli bir devlet tesis etmek, parlak ve cazip bir siyasi görüştür; fakat aldatıcıdır.
Hatta, hiçbir sınır tanımayarak, dünyada mevcut bütün Türkleri dahi bir devlet halinde birleştirmek, elde edilmesi imkansız bir hedeftir.
Bu, asırların ve asırlarca yaşamakta olan insanların çok acı, çok kanlı hadiseler ile meydana koyduğu bir hakikattir.
Ümmetçilik ve turancılık siyasetinin muvaffak olduğuna ve dünyayı tatbik sahası yapabildiğine tarihte tesadüf edilememektedir.
Nutuk - Atatürk'ün Turancılık hakkındaki genel fikri
Bana inanınız.
Geri gideceğiz, ileri gideceğiz, fakat düşman bize boyun eğdiremez. Sonunda onu yeneceğiz.
Hürriyet denen şeyi böyle bir zaferden başka bir temel üstünde tutturamayız.
Efendiler; asri ilerlemeler, milletlerin medeni ihtiyaçlarını genişletir, çoğaltır, çeşitlendirir ve bu medeni ihtiyaçlar ile orantılı medeni hakların vücudunu lüzumlu kılar.
Her devletin, mensup olduğu toplumun medenileşme derecesiyle orantılı, hukuki mevzuatı vardır. Dünyada mevcut bütün medeni devletlerin medeni kanunları hemen yekdiğerinin pek yakınıdır.
Bizim milletimiz ve hükümetimiz adalet fikri ve adalet zihniyeti noktasında hiçbir medeni kavimden aşağı değildir.
Belki tarih bu noktada yüksek olduğumuza şahadet eder. Dolayısıyla; bizim dahi hukuki mevzuatımızın bütün medeni devlet lerin kanuni düzenlemelerinden eksik olması uygun değildir.
Adalet ve hukuk hakkında.
Meclisin üçüncü toplantı yılı açılış konuşmasından...
Milletin esaretten kurtarılması, hakim ve bağımsız olarak topraklarımızda yaşayabilmesi ancak kararlı ve namuslu ellerin milleti kısa ve doğru yoldan haklarını ve bağımsızlığını savunmaya sevkiyle kabil olacaktır.
Mülkiye memurlarından güvenilir kişilerle el ele vererek bağımsızlığımızın savunulmasının emrinde gerekli teşkilatın (tabii ki gizli) ve dışarıdan fark edilmeyecek şekilde kurulmasını zaruri görüyorum.
Bu husus, ihtisası dolayısıyla biz askerlerin vatanperverliğine düşmektedir.
3. Kolordu Komutanı Refet Bey'e, 15. Kolordu Komutanı Kazım Karabekir'e ve Ankara'da 20. Kolordu Komutanı Ali Fuat Paşa'ya gönderilen gizli telgraf
