Taassup cehalete dayanır. Dolayısıyla taassubu olan cahildir.
Bilim, mutlaka cehalete yener. O halde halkı aydınlatmak lazımdır.
Atatürk'ün İzmit Kasrı'nda İstanbul'dan gelen gazetecilerle mülakatından...
Ey genç!
Bütün memleketin gençliğine tercüman olan kıymettar sözlerinden fevkalade memnun oldum. Hakikatin ifadesi olan Giresun gençliğini tebrik ederim.
Afyonkarahisar, Dumlupınar'da sizin uşaklardan da vardı. Bundan dolayı müsterih ve memnun olabilirsiniz. Bu sözleri söyleyen gençlikle memleket iftihar edecektir.
Bu memleketin gençliği, hakkımda pek büyük teveccüh gösterdi.
Bu kadar layık olduğumu bilmiyordum.
Atatürk'ün Giresun'da gençlerle yaptığı sohbetten
İnsanları mesut edecek yegane vasıta, onları birbirlerine yaklaştırarak, onlara birbirlerini sevdirerek, karşılıklı maddi ve manevi ihtiyaçlarını temine yarayan hareket ve enerjidir.
Atatürk'ün 2. Balkan Konferansı kapanış konuşmasından.
Şikayetlerinizde haksız değilsiniz, ama milletvekillerinden birtakımının nasıl fesatlıklar çevirdiklerini, birtakımının da İstanbul hükümeti tarafını tuttuklarını bilmiyorsunuz.
Çoktan beri çıkarmaya çalıştığımız İhanet-i Vataniyye Kanunu'nu meclisten geçirinceye kadar göbeğimiz çatladı.
Karşı taraf da çalışmalarımızı felce uğratmak için her şeyi yapıyor.
Son fetvaları ve fesatları ile az çok edindiğimiz kuvvetleri dağıtmışlardır.
Faaliyetlerimiz bu yüzden sekteye uğramıştır. Onun için sizi cepheden çağırmak zorunda kaldık.
Atatürk'ün Çerkez Ethem'e verdiği cevap. Bu vatanın nasıl güçlüklerle kurtarıldığının bir başka belgesi.
Milli Kurtuluş Savaşı sırasında en büyük düşmanımız İngilizler veya Yunanlılar değildi. Türk milletinin genlerine işlemiş ihanet şebekesi süreki çalışıyordu.
Padişah ve İstanbul hükümeti, halkı Atatürk ve Kuvay-i Milliye aleyhine kışkırtıyordu. Kuvay-i Milliye'ye katılanların İslam'a, padişaha ve Allah'a isyan ettiğini söylüyorlardı.
Bu nedenle Kuvay-i Milliye'ye katılan binlerce asker Kuvay-i Milliye'den ayrıldı. Bir çoğu kendi komutanlarına isyan edip "din adına" komutanlarını öldürdü.
Padişah ve İngiltere destekli Anzavur isyanının temel amacı Mustafa Kemal'i ve direnişi yok etmekti. Anzavur Ahmet, Susurluk'a geldiğinde, halka seslenirken "Yanımda Kuran, göğsümde iman, elimde ferman, padişahınızın emri ile geldim" diye sözüne başlamıştı. Kısa sürede büyük bir güç haline geldiler ve Marmara bölgesinde isyan ettiler.
Çok büyük askeri sıkıntı yaşayan Mustafa Kemal, mecburen Çerkez Ethem'i çağırdı. Çerkez Ethem, isyanı bastırdıktan sonra Ankara'ya geldi ve "Anafartalar Kahramaının" karşısına geçip hesap sorar gibi: "Benim temel amacım Ankara'dakileri bir şeyler yaptırmaya alıştırmaktı. Belki bana yardım edersiniz diye. Sizin basit bir eşkiya çetesini bile yenebilmekten aciz olduğunuzu anlamıştım".
Atatürk ise kendisine görseldeki cevabı verir.
Biz yabancılara karşı herhangi düşmanca bir his beslemediğimi gibi, onlarla samimane münasebetlerde bulunmak arzusundayız.
Türkler bütün medeni milletlerin dostlarıdır.
Atatürk'ün Fransız gazeteci Maurice Pernot'a verdiği röportajdan
