Osmanlı siyaseti farklı cinsten unsurlardan ve maddelerden meydana gelmişti. Bunlardan bir karışım yapmak mümkün olmadığı için Osmanlı siyaseti yerine yeni bir siyaset çıktı.
O siyaset milli siyasettir. Türkçülük siyaseti idi. Bu siyaseti ilan edip yaygın hale getirmekle beraber, fikri, toplumsal, iktisadi hayatı ilerletmek gereklidir.
Kırklareli Türk Ocağı ziyareti sırasında Türkçülük ve Osmanlı hakkında
Kuva-yi Milliye, namuslu bir insanın yastığının altindaki tabancaya benzer.
Namusunu koruması için, herhangi bir ümidi kalmadığı zamanda hiç değilse intihara yarar.
Atatürk'ün kendisine "Paşam, memleket işgal edilmiş, ordu tümüyle dağılmış, büyük devletler bizim sonumuzu görüşüyorlar. Galip devletlerin kuvvetli orduları ve donanmaları karşısında kurmak istediğiniz Kuva-yi Milliye neye yarar?" diye soran bir şahsa verdiği cevap.
Gökçen, ben bu toprakları seviyorum. Yurdumun toprağını, dağını, taşını, havasını, insanlarını seviyorum.
Bazı şarkılar bana, bir gün bu insanlardan kopacağımı hatırlatıyor; işte o zaman içime bir ateş düşüyor.
Ve bu ateş, sonradan gözyaşı olarak akıp gidiyor.
Unutma ki, Mustafa Kemaller de insandır. Ve onlar da zaman zaman ağlamak isterler.
Bir gece Atatürk ve arkadaşları sofradayken udi "Gel gitme kadın" isimli şarkıyı söylemeye başlar. Atatürk bir anda duygulanır, gözleri dolar.
Sabah manevi kızı Sabiha Gökçen yanına gelip sorar: Dün gece o şarkıyı duyunca neden ağladınız?
Atatürk hüzünle görseldeki cevabı verir.
Zeki Müren'in yorumuyla Gel Gitme Kadın:
İstanbul'dakiler, rütbelerimi, nişanlarımı geri alacaklarmış! Hakları yok ya.
Çünkü ben onların her birini bir harp meydanında, bir hizmet mukabili kazanmıştım. Salonlarda, saraylarda değil!
Hadi kordonumu alsınlar; o sarayındı.
Varsın alsınlar! Ancak, bunu vermem!
Bunu benden kimse alamaz. Bunu, Anafartalar'da harp meydanında, ateşin karşısında benim göğsüme taktılar.
Atatürk'ün Sivas Kongresi'ne giderken arabada arkadaşlarına söyledikleri...
İkinci görselde Atatürk'e 3 Eylül 1917'de verilen 1884 tarihli Muharebe Altın İmtiyaz Madalyası'nın orijinali görülüyor. Madalyayı Anıtkabir müzesinde görebilirsiniz.
Madalyanın arkasında: "Devlet-i Aliyye-i Osmaniye uğrunda fevkalade sadakat ve şecaat ibraz edenlere mahsus madalyadır." yazmaktadır.
Biz, Batı emperyalistlerine karşı yalnız kurtuluş ve bağımsızlığımızı muhafaza etmekle yetinmiyoruz.
Aynı zamanda Batı emperyalistlerinin kuvvetleri ve malum olan her vasıtaları ile Türk milletini emperyalizme vasıta yapmak istemelerine de mani oluyoruz.
Bu suretle, bütün insanlığa hizmet ettiğimize kaniyiz.
Atatürk'ün, Sovyetler Birliği Dışişleri Komiserine yolladığı telgraftan.