Biz medeniyetten, ilim ve fenden kuvvet alıyoruz ve ona göre yürüyoruz. Başka bir şey tanımayız.
Çankırı'da halka nutuk
Hukuk, bir insan topluluğunun ortak yaşam kurallarıdır.
İnsan hayatında her şey gibi hukuk da daima, derece derece değişime uğramaktadır.
Hukukun bu ağır değişiminden başka bir de kısıtlı bir süre içinde hızlı değişimi görülür.
Bu gibi, hızlı ve derin hukuki değişimler daima, milletlerin büyük tarihsel değişim devirlerinde meydana geliyor.
Bu devirlerde eski hukuk yerine yeni yaşam kuralları, yeni hukuk
geçiyor.
Bir milletin ruhunda, hayata bakışın, değişimi ne derecede esaslı ve derin ise, o milletin hukukunun değişmesi de o oranda ciddi ve kapsamlı olur.
Lozan Konferansı'na delegelerimiz gitti. Konferans devam ediyor. İnşallah arzu ettiğimiz neticeyi alacağız.
Gerçi düşmanlarımız çok çetindir. Memleketimizi bir sömürge haline getirmeye uğraşıyorlar.
Fakat bu defaki delege heyetimiz her vakit karşılarına çıkanlar gibi değildir. Neticeyi emniyetle bekleyelim.
Bu hususta hayatımıza kastetmekte inat edilecek olursa ordularımız hukukumuzu müdafaaya daima hazırdır.
Her şeye rağmen kesinlikle bir aydınlığa doğru yürümekteyiz.
Bende bu inancı yaşatan kuvvet, yalnız aziz memleket ve milletim hakkındaki sonsuz sevgim değil, bugünün karanlıkları, ahlaksızlıkları, şarlatanlıkları içinde sırf vatan ve gerçek aşkıyla ışık serpmeye ve aramaya çalışan bir gençlik görmemdir.
Atatürk'ün Ruşen Eşref Ünaydın'a 24 Mayıs 1918'de hediye ettiği fotoğrafın üzerine yazdığı yazı.
Dikkat edilmesi gereken nokta, Atatürk bu yazıyı 1. Dünya Savaşı'nın son günlerinde, Osmanlı bozguna uğramak üzereyken yazmıştı.
Resmi hediye ettikten bir gün sonra böbrek rahatsızlığı yüzünden Avusturya'ya tedavi olmaya gitti.
Atatürk, yıllar sonra resmi Ruşen Eşref'in evinde gördüğünde gülerek "İyi yazmışım" diyecekti.
Ruşen Eşref Ünaydın'ın soyadı ise bizzat Atatürk tarafından kendisine verilmiş ve bu sözdeki "aydınlıktan" gelmektedir.
Kilikya'da Ermeniler, Fransızlar tarafından silahlandırılmakta ve İslam ahaliye fiilen musallat edilmektedir.
Kozan'da birçok Müslüman'ı kiliseye, doldurdukları, akıbetlerinin meçhul bulunduğu ve birçok namusa tecavüz edildiği ve Feke kazasının Ermeniler tarafından kuşatıldığı, telgraf tellerinin kesildiği ve İslam ahalinin işgal bölgesi haricine koşarak imdat niyaz eyledikleri, akıbetlerinin vahametinden bütün İslam ahalinin galeyan ve heyecanda bulunduğu, mahallinden bildirilmiştir.
Atatürk'ün Sivas Müdaafa-i Hukuk Cemiyeti'ne telgrafı
