Halka şimdiye kadar kaçırılan fırsatların ve memleketin maruz kaldığı elim neticelerin yegane saiki memleket ve millet işlerinin daima sınırlı bazı şahısların elinde oyuncak olmasından ve milli hakimiyetin daima ihmal edilmiş ve atıl bırakılmış bulunmasından ileri geldiğini telkin etmeli ve milli hakimiyete karşı vaki olacak en küçük bir taarruz ve tecavüzü büyük bir kahramanlıkla karşılamak lazım geldiğini yine elbirliğiyle ışık tutup aydınlatmalıyız.
Arifiye'de halka yaptığı konuşmadan
İstila fikri ile açılmış olan Cihan Harbi'ni sona erdiren galipler, teklif ettikleri barış şartları ile ana topraklarımızı, bağımsızlık ve hürriyetimizi elimizden almaya, asırlardan beri İslam'ın ve Türklüğün fedakar muhafızı olan milletimizi esir derekesine indirmeye kalkıştılar.
İki senedir Rumeli ve Anadolu'da görülen hareketlerimiz, bu gaddarane tecavüze tepkiden, her mevcudun yaratılıştan sahip olduğu nefsi müdafaa hakkının kullanılmasından başka bir şey değildir.
Atatürk'ün Azerbaycan elçisi İbrahim Abilof'a yaptığı konuşmadan.
Eğitimdir ki, bir milleti hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir toplum halinde yaşatır veya bir milleti esaret ve sefalete terk eder.
Salihçiğim,
Genelkurmay 1. Şube'ye memur edildim. Başka hiç kimse bir kelime sormadı.
Kimseden vaziyeti anlamak mümkün değil. Herkes birbirinden korkuyor. Abdülhamit devrinde olduğu gibi. Orduyu, memleketi kurtarmak için çok ve fedakarca çalışmak lazım.
Başka çare yok. İstanbul muhiti pek kirli. Herkes kendi menfaatinden başka bir şey düşünmüyor. Bayramdan sonra ayrıntılı mektup yazacağım.
Nuri oradaysa âla, yok ise bu mektubu Üsküp'e gönder. Fuat geldi mi?
Mehmet Ali, Rauf, Ismail vs. arkadaşlara selam.
Atatürk'ün Salih Bozok'a yazdığı mektup.
Nuri (Conker)
Fuat (Bulca)
Mehmet, Ali, Rauf ve İsmail ise Atatürk'ün Selanik Subay Okulu'ndan arkadaşları.
Medeniyet dünyasının, insaniyet dünyasının bu kadar nefret dolu fikirlerin etkisinde olmasına ihtimal veremiyorum
