Memlekete yabancı nüfuz ve hakimiyeti kısmen ve fiilen girmiştir. Padişah 2. Abdülhamid zevk ve saltanatına düşkün, her aşağılığı yapabilecek iğrenç bir şahsiyettir.
Millet zulüm ve istibdat altında mahvoluyor. Hürriyet olmayan bir memlekette ölüm ve yok oluş vardır. Her ilerlemenin ve kurtuluşun anası hürriyettir.
Vatan ve Hürriyet Cemiyeti, Selanik Şubesi açılışı sırasında Atatürk'ün yaptığı konuşmadan...
Çocuk sevgisi, insan için bir ihıiyaçtır. Hele yaş ilerledikçe bu ihtiyaç kendisini daha kuvvetle hissettiriyor.
Çağdaş insanlığın gereğini yapmakta tereddüt edenler çağdaş insanların tutsağı olurlar...
1919 senesi Mayıs'ının 19. günü Samsun'a çıktım. Genel vaziyet ve manzara:
Osmanlı devletinin dahil bulunduğu grup, Harbi Umumi'de mağlup olmuş, Osmanlı ordusu her tarafta zedelenmiş, şartları ağır bir mütarekename imzalanmış.
Büyük Harbin uzun seneleri zarfında, millet yorgun ve fakir bir halde. Millet ve memleketi Harbi Umumi'ye sevk edenler, kendi hayatları endişesine düşerek, memleketten firar etmişler. Saltanat ve hilafet mevkiini işgal eden Vahdettin, soysuzlaşmış, şahsını ve yalnız tahtını temin edebileceğini tahayyül ettiği alçakça tedbirler araştırmakta.
Damat Ferit Paşa'nın riyasetindeki kabine; aciz, haysiyetsiz, korkak, yalnız padişahın iradesine tabi ve onunla beraber şahıslarını koruyabilecek herhangi bir vaziyete razı.
Ordunun elinden silahları ve cephanesi alınmış ve alınmakta...
Bugünden itibaren yayınlanmaya başlayan ve sütunlarında bütün Anadolu ile onu alakadar eden muhitlerin ahval ve hadiselerini ihtiva edecek olan gazetemize bu ismi tesadüfi olarak vermedik.
Gazetemizin ismi, aynı zamanda takip edeceği mücahede yolunun da türüdür.
Şu halde diyebiliriz ki, Hakimiyeti Milliye'nin çizgisi, vatan ve milletin hakimiyetini müdafaa olacaktır.
10 Ocak 1920 tarihinde yayınlamaya başlayan Hakimiyet-i Milliye gazetesinin ilk sayısının başyazısının birinci paragrafı.
Mondros Ateşkes Antlaşmasından sonra emperyalistlerin yurdumuzu işgale etmesiyle birlikte muhalefet eden gazetelerin özellikle İzmir’in işgali sonrası sesi kesilmeye başlanmıştı. Bu durum işgallerin kanıksanmasına neden oluyor ve mücadele zemini zayıflatıyordu.
İstanbul merkezli gazetelerin çoğu ise Kuvayi Milliyecileri “bir avuç maceraperest” olarak adlandırıyordu. Dahası “Çılgın Türkler” diyerek Osmanlı’nın da başını yakacaklarını düşünüyorlardı.
Atatürk, millî mücadele aleyhinde yayın yapan İstanbul gazetelerinin Anadolu’ya geçmemesi, mücadelenin yanındaki gazetelerin kolaylıkla ulaştırılması için gerekli önlemleri alıyordu ama bu yeterli değildi. Mücadelenin haklılığını doğrudan anlatacak gazeteye ihtiyaç vardı.
Atatürk, öncelikle Sivas’ta bulunduğu sırada İrade-i Milliye gazetesini kurmuş, gazetenin Ankara’ya taşınmasını istemiş, ancak Sivaslılar ve gazetenin imtiyaz sahibi, gazetenin Sivas’ta kalmasını istediklerinden, taşınma işinden vazgeçilmiştir.
Atatürk, 27 Aralık 1919 günü Ankara’ya geldikten sonra, Heyet-i Temsiliye’nin yayın organı olabilecek bir gazete çıkartmaya karar verir. Ankara’da bu işi görebilecek doğru dürüst bir matbaanın olmaması üzerine Konya’dan bu iş için baskı makinesi getirilmiş ve meclis bahçesindeki bir binaya yerleştirilmiştir. Gazete Anadolu ve Rumeli Müdafa-i Hukuk Cemiyeti’nin yayın organıdır.
Gazeteye "Hakimiyet-i Milliye" adı verilir.
Gazete, 1 Kasım 1928’den itibaren tamamen Latin alfabesi ile basılmaya başlandı ve ismi de 1934 yılında "Ulus" olarak değiştirildi.
