Ben ve vekiller milletin en kısa ve seri yoldan saadet ve refaha kavuşmasına çalışıyoruz.
Memleketimizde büyük değişiklik yaptık.
Yakında Türkiye'de minare kadar çok okul olacağını göreceksiniz.
Atatürk'ün İngiliz gazeteci Edwin Keliher'le yaptığı görüşmeden
Arkadaşlar, beş sene önce ilk defa Samsun'a ayak bastığım zaman, bana kalp kuvveti veren vatandaşlarımın ilk safında kahraman Trabzonluların bulunduğunu asla unutmayacağım.
İnsaf ve merhamet dilenmekle millet işleri, devlet işleri görülemez; millet ve devlet şeref ve bağımsızlığı temin edilemez.
İnsaf ve merhamet dilenmek gibi bir prensip yoktur.
Türk milleti, Türkiye'nin müstakbel çocukları, bunu bir an hatırdan çıkarmamalıdırlar.
İnkılabın temellerini her gün derinleştirmek, takviye etmek lazımdır.
Birbirimizi aldatmayalım. Medeni dünya çok ileridedir. Buna yetişmek, o medeniyet dairesine dahil olmak mecburiyetindeyiz.
Bütün safsataları, boş sözleri bertaraf etmek lazımdır. Şapka giyelim mi, giymeyelim mi gibi sözler manasızdır.
Şapka da giyeceğiz, Batı'nın her türlü medeni eserlerini de alacağız.
Atatürk'ün, Akhisar Türk Ocağı'nda yaptığı konuşmadan...
Çocuklar, Çankaya'da rahat ediyorsam, İsmet sayesindedir.
Falih Rıfkı Atay anlatıyor:
Mustafa Kemal, her şeyi ve herkesi, kendisine kadar herkesi zaman zaman tenkit etmiştir. Fakat on beş yıl onun hususî meclislerinde bulunanlar bilirler ki, Mustafa Kemal, İsmet Paşa'yı bütün arkadaşlarından daima üstün tutmuştur.
Onun zekâsına, faziletine, devlet idaresine güvenmiştir. Nice defalar:
"Çocuklar, Çankaya'da rahat ediyorsam, İsmet sayesindedir" demiştir.
Bu sözü duymayan Çankaya davetlileri parmakla gösterilebilir.
Mustafa Kemal ve İsmet, aralarındaki nisbet daima ayrıca muhakeme edilmek üzere, birbirlerini tamamlamışlardı.