Hayat mücadeleden ibarettir. Bundan dolayı hayatta yalnız iki şey vardır: Galip olmak, mağlup olmak.
Size, Türk gençliğine terk ettiğimiz ve bıraktığımız vicdani emanet, yalnız ve daima galip olmaktır ve eminim daima galip olacaksınız.
Atatürk'ün Tarsus Gençler Yurdu'nda yaptığı konuşma
Bugün herhangi bir teşkilatçı Anadolu'ya geçer de milleti silahlı bir direnişe hazırlarsa bu yurt kurtarılabilir.
Atatürk'ün 4 Şubat 1919 tarihinde Alemdar gazetesinin yazarlarından Refii Cevat Ulunay'la yaptığı söyleşiden.
Söyleşi bittikten sonra Atatürk, Refii Bey'e "Bu vatan içine düştüğü bu felâketten nasıl kurtarılır, istiklâline nasıl kavuşturulur?" diye bir soru sormanızı beklerdim der.
Refii Bey ise: "Af buyurunuz Paşa hazretleri, bugün içinde bulunduğumuz bu şartlardan bu vatanın kurtulmasını en uzak ihtimalle dahi mümkün görmediğim için böyle bir soru sormadım."
Bunun üzerine Atatürk görseldeki cevabı verir.
Gerçekten de o dönemde silahlı bir mücadeleyle vatanın kurtulabileceğine inanabilen bir elin parmaklarını geçmezdi.
Öyle ki Refii Bey olanları gazetedeki arkadaşlarına anlatınca, arkadaşları Mustafa Kemal için "Bu deli değil, zırdeliymiş" der.
Cesaret gösteren ve tehlikeye atılan kazanır.
Kuvvetli olduğu halde başarıdan ümidini kesen, yerinden hareket edemeyen ve düşmanın hücum etmesini bekleyen herhalde mağlup olur.
Bir komutan, birliklerin emniyetini sağladıktan sonra düşmanı mağlup edeceğim demeli, mağlubiyet korkusunu hiç aklına getirmemeli; bu bağlamda Napolyon’u taklit etmelidir.
Korkak kalp daima mağluptur.
Atatürk'ün 1902-1905 yılları arasında Harp Akademisi'nde okurken 1897 Türk-Yunan savaşı hakkındaki notlarından.
Notlarda herhangi bir tarih kaydı bulunmuyor.
Milletleri idare edenler için ilk ve en zor vazife, şahsi gurura kapılmaktan kendilerini korumaktır.
Türk-Yunan dostluğu ve dünya barışı hakkında Yunanistan başbakanı Metaksas'a
Eğitimdir ki, bir milleti hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir toplum halinde yaşatır veya bir milleti esaret ve sefalete terk eder.
