Garip şey! Çocuk, biz istesek bile, Fransızlar Hatay için bizimle bir harbe girerler mi hiç?
Arkadaşlar bunu nasıl düşünebiliyorlar; görmüyorlar mı ki, bugün Fransa'nın bizzat anavatanı büyük tehlikelerle sarılı bir haldedir?
Bunu, her Fransız idrak etmiştir ve endişe içindedir.
Hataya gelince, Fransızlardan dünyada böyle bir yerin mevcut olduğunu bilenler, yüzde biri, ikiyi geçmez.
Bu vaziyette hangi hükümet Hatay'daki hayali ve daha ziyade şahsi menfaat kırıntıları için, denizaşırı, hem de bizimle bir harbi göze alabilir.
Evham ve vesvesenin bu derecesine şaştım doğrusu. Hayret.
Atatürk, 1937 başlarında Güney Anadolu'ya bir seyahat yapar ve hükümet bu durumdan büyük endişe duyar. Hasan Rıza Soyak "neden endişe duydular?" diye soran Atatürk'e "Fransızlarla bir savaşa sürükleniriz diye korktular" diye cevap verir.
Atatürk ise kendisine bu sözleri söyler.
Medeniyetin esası, ilerleme ve kuvvetin temeli aile hayatındadır. Bu hayatta fenalık, muhakkak toplumsal, iktisadi, siyasi acze sebep olur.
Aileyi teşkil eden kadın ve erkek unsurların tabii haklarına sahip olmaları, aile vazifelerini idareye muktedir bulunmaları gereklidir.
Atatürk'ün 30 Ağustos'un 2. yıldönümünde Dumlupınar'da yaptığı konuşmadan.
Önemle belirtmem gerekir ki bu söz bazı gerici çevreler tarafından ne yazık ki çarpıtılıyor ve sanki Atatürk homofobik veya LGBT karşıtı izlenimi verilmek isteniyor.
Atatürk burada aileyi oluşturan kadın ve erkeğin eşit olması gerektiğini, eşit haklara sahip olmasını gerektiğini ima ediyor.
Aile hayatındaki fenalıktan kastı ise kadınların haklarının çiğnenmesi ve 2. plana atılmaları.
Yoksa kimsenin aile kurmaması veya farklı bir cinsel yönelime sahip olması kimsenin aile kurmasına engel olmaz veya ailesini etkilemez. Zaten iyi bir aile, her bireyine görüşü veya yönelimi ne olursa olsun kanat gerer ve destek olur.
İngilizlerin kendi askeri kıyafetlerine soktukları bazı şahısları kendi torpido ve vapurlarıyla muhtelif sahillere çıkardıkları ve deniz kuvvetlerini, memlekette karışıklık ve fesat çıkaracağı adamların nakil ve hizmetine ayırdıkları ve yine aynı maksatla bazı şahıslara veya zümrelere nakden yardımda bulundukları görülüyor.
Bundan maksat milli birliğimizi ihlal ve memleket ahalisini yekdiğeri aleyhine tahrik eyleyerek, vuku bulacak karışıklık ve nifaktan istifade ederek, hayatiyetimizin geleceklerini istedikleri gibi düzenlemekte serbest kalmak olduğu aşikardır.
Atatürk'ün "Acele" imzasıyla Müdafaai Hukuk Cemiyeti Sivas Heyeti Merkeziyesi Riyaseti'ne gönderdiği telgraf.
Gördüğünüz gibi binbir çeşit belayla uğraşıyorduk.
Toplumlar, kendi içlerinde bulunan bireyler üzerinde etki ve emir verme yetkisine sahiptir.
Hayat mücadeleden ibarettir. Bundan dolayı hayatta yalnız iki şey vardır: Galip olmak, mağlup olmak.
Size, Türk gençliğine terk ettiğimiz ve bıraktığımız vicdani emanet, yalnız ve daima galip olmaktır ve eminim daima galip olacaksınız.
Atatürk'ün Tarsus Gençler Yurdu'nda yaptığı konuşma
