22 Ekim 1923 tarihli telgrafnamenizi aldım. Mescidi Aksa'da yapılacak tamirat için vaki olan yardım toplama teşebbüslerine Halife Hazretleri'nin iştirakinden haberdar değilim.
Bahis buyurulan mühendis de tarafımızdan memur edilmiş değildir.
Ankara için bugün en mühim olan meselenin Yunanistan'dan gelmeye başlayan felaketzede muhacir kardeşlerimizin iskan ve refahı keyfiyeti olduğunu bu vesile ile de beyan eder, hamiyetli din kardeşlerimize selamlarımı hediye eylerim, Efendim.
Hindistan'da bulunan Bombay Hilafet Komitesi, Kudüs'deki Mescid-i Aksa'nın tamiratı için Atatürk'ten yardım ister.
Oysa yeni kurulmuş Türkiye fakirdir ve o sırada Atatürk'ün çok daha önemli öncelikleri vardır.
Atatürk, ülkenin kaynaklarını mağdur durumda olan Türk milleti için harcamayı tercih eder ve Komitenin isteğini kibarca reddeder.
Türkiye Devleti'nin temelleri bugün kurulacak değildir.
O sarsılmaz temeller binlerce sene evvel kurulmuştur. Fakat o temellerin üstündeki binanın değiştirilen tarz ve renklerini -bizim olmayan- atmayı toplumsal bünyemizle asrın medeni icadıyla orantılı, en sağlam bir tarzda, en milli bir renkte canlandıracağız.
Binlerce tecavüz ve haksızlıklar altında inleyen ve İzmir feci vakası karşısında kan ağlayan millet, merkezi hükümet ve İtilaf devletleri temsilcilerinden ağlayarak medet umup hak isterken, birçok belediye riyasetleri ve birçok Müdafai Hukuku Milliye cemiyetleri marifetiyle aldığım telgrafnamelerde hakkımda itimat beyan olunarak benden de bu hususta hizmet ve fedakarlık talep ediliyordu.
Hayat ve şahsiyetim kendi malı olan asil ve mazlum milletimizin bu haklı talebi üzerine, artık benim için en mukaddes vazife, milli iradeye itaat etmeyi her şeyin üzerinde görmekti.
Atatürk'ün Büyük Millet Meclisi'nde yaptığı ve ateşkes anlaşmasından meclisin açılmasına kadar geçen zamanda olan olayları ele aldığı konuşmadan.
Sınırlarının mühim ve büyük kısımları deniz olan Türk devletinin donanması da mühim ve büyük olmak gerektir. O zaman Türk Cumhuriyeti daha müsterih ve emin olacaktır.
Düşmanımız olan Yunanlıların sevgili memleketimizde yaptıkları zulümleri ve cinayetleri bizzat görerek uyandığına ve tövbe ettiğine memnun oldum.
Sığınmanı Batı Cephesi'nde düşmanlarımız aleyhine bütün kuvvetinle çalışmak şartıyla kabul ettim.
Ve seni tekmil maiyetinle Batı Cephesi emrine verdim. Cephe Kumandanı İsmet Paşa Hazretleri hangi yoldan nereye gideceğinizi ve vazifenizi Haymana Kaymakamlığı vasıtasıyla size bildirecektir.
Atatürk'ün Aynacıoğlu Hasan'a telgrafı.
Aynacıoğlu İsyanı, Aynacıoğlu Rüştü, Hasan, Mehmet ve Deli Hacı isimli aile reisleri önderliğinde 1919-1920 yılları arasında TBMM güçlerine karşı başlatılan isyandı.
Tokat, Yozgat, Haymana, Amasya, Çorum, Alaca, Yozgat ve yakın yörelerde yaklaşık 600 kişilik atlı kuvvetiyle halka ve hükümete yakın unsurlara saldıran Aynacoğulları, hükümet güçleri tarafından yenilgiye uğraltı ve ele başları idam edildi.
Kaçmayı başaran Aynacıoğlu Hasan ise Atatürk'ten af diledi ve büyün kuvvetleriyle Batı'da Yunanlılara karşı savaşacağına söz verdi. Atatürk de bu telgrafla onu affetti.
