Bir milletin bağımsızlığının temini ve geleceğinin devamı nasıl hazırlıklı ve kuvvetli bir orduya ihtiyaç gösterirse, o miletin refah ve saadet içinde yaşayabilmesi de kuvvetli bir iktisat ordusu ile mümkündür.
Atatürk'ün Yüksek Ticaret ve Ekonomi Okulu gecesinde "Ulusta Gençlik" hakkında konuşmasından...
Üzüntü verici geçmiş ebediyen kapanacaktır.
Artık aramızda savaş olmayacaktır.
Atatürk'ün Yunanistan başbakanı Venizelos'la yaptığı 2 saatlik radyo görüşmesinden sonra söyledikleri
İngilizlerin desteğiyle iktidarı ele aldıktan sonra 1919'da Türkiye'yi işgal eden ve aslında bu işgalin arkasındaki en önemli güç ve beyin olan aynı Venizelos, 1928'de Yunanistan'da tekrar başbakan oldu. Fakat artık çok değişmişti.
Bu tarihten sonra Venizelos Türk-Yunan ilişkilerinin düzelmesinde büyük rol oynamıştı. Ek resimlerde gördüğünüz gibi, Türkiye'ye gelerek 29 Ekim 1930'da Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına bizzat katıldı.
Balkan Paktı imzalanmadan kısa bir süre önce de, dünya siyasi tarihinde bir ilki gerçekleştirerek, Balkan Paktı'nın gerçek kurucusu olduğuna inandığı Atatürk'ü 12 Ocak 1934'te Nobel Barış Ödülü'ne aday göstermişti.
Bugün saadetini hissettiğimiz zaferi, yalnız milletimizin azim ve imanı, kudreti ve Türkiye Büyük Millet Meclisi ordularının süngüleri kazanmıştır.
Üzerinde başka türlü hiçbir kuvvet, hiçbir tazyik yoktur ve olmamıştır.
Milletin ve ordularının kabiliyeti bütün milli emellerimizi elde edecek derecededir.
Atatürk'ün Bursa belediye heyetine yaptığı konuşmadan.
Bugün herhangi bir teşkilatçı Anadolu'ya geçer de milleti silahlı bir direnişe hazırlarsa bu yurt kurtarılabilir.
Atatürk'ün 4 Şubat 1919 tarihinde Alemdar gazetesinin yazarlarından Refii Cevat Ulunay'la yaptığı söyleşiden.
Söyleşi bittikten sonra Atatürk, Refii Bey'e "Bu vatan içine düştüğü bu felâketten nasıl kurtarılır, istiklâline nasıl kavuşturulur?" diye bir soru sormanızı beklerdim der.
Refii Bey ise: "Af buyurunuz Paşa hazretleri, bugün içinde bulunduğumuz bu şartlardan bu vatanın kurtulmasını en uzak ihtimalle dahi mümkün görmediğim için böyle bir soru sormadım."
Bunun üzerine Atatürk görseldeki cevabı verir.
Gerçekten de o dönemde silahlı bir mücadeleyle vatanın kurtulabileceğine inanabilen bir elin parmaklarını geçmezdi.
Öyle ki Refii Bey olanları gazetedeki arkadaşlarına anlatınca, arkadaşları Mustafa Kemal için "Bu deli değil, zırdeliymiş" der.
Sovyetler Birliği'ne karşı asla bir saldırı politikası gütmeyeceksiniz.
Doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak Sovyetler'e yöneltilmiş herhangi bir antlaşmaya girmeyecek ve böyle bir anlaşmaya imza koymayacaksınız.
Atatürk'ün ölmeden birkaç gün önce arkadaşlarına söyledikleri