Vatan, Türk ulusunun eski, yüksek tarihiyle ve topraklarının derinliklerindeki izerleriyle üstünde yaşadığı, bugünkü siyasal sınırlarımız içindeki kutsal yurttur.
Vatan hiçbir bağ ve şart altında ayrılık kabul etmez bir küldür.
1939 CHP Kongresi için program çalışmalarından
Not: Kül, bütün anlamına geliyor.
Milli müfrezeler sabit ve seyyar olmak üzere iki türlüdür.
Genellikle mücadele ve emniyet ve asayişi temin ve idame icabında ordunun harekatını kolaylaştırma maksadıyla seyyar müfrezeler teşkil olunur.
Bundan başka eşkıyanın taarruzundan ve Müslüman olmayan unsurların ihtilal ve tecavüzlerinden kasaba ve köyleri muhafaza ve müdafaa için mahalle, köy ve mıntıkalarda sabit müfrezeler vücuda getirilir.
Gördüğünüz gibi düşman sadece İngiliz, Fransız ve Yunan orduları değildi. 1919 yılında Anadolu tam bir anarşi yuvasıydı.
Köylere saldıran eşkiyalardan tutan, Müslüman Türklere saldıran azınlık unsurlara kadar ne ararsan vardı.
Atatürk böyle bir ortamdan ülkeyi kurtardı.
Müdafa-i Hukuk Cemiyeti Teşkilat Nizamnamesine Ek
Yunanlılarla işimiz bitti artık!
Düşmanlığa yer yok!
İki milletin ve dünyanın selameti bakımından Türk-Yunan dostluğu şarttır.
Ben derhal bu maksatla Venizelos'u İzmir'e davet edeceğim.
Atatürk, İzmir ufukta göründüğü an İsmet İnönü'ye dönüp "İzmir'e gelince ilk iş olarak büyükçe bir bina hazırla!" diyor.
İnönü merak ediyor ve soruyor: "Bu bina ne olacaktı?"
Atatürk görseldeki yanıtı veriyor.
Nesilden nesile harici hayatın genel şartları değişir. Yeni şartlara uymayan ve ananede ısrar eden, yalnız kalmaya, zayıf düşmeye, harap olmaya ve ölüme mahkumdur.
Vatandaş İçin Medeni Bilgiler kitabı için Atatürk'ün el yazısıyla yazdığı taslaktan
Bugünkü Polis Genel Müdürü, düşmüş olan millet haini kabinenin ve adamlarının yegane koruyucusudur.
Bu zat, muhaliflere, yani millet düşmanı olanlara bugün bir sığınak ve dayanak teşkil etmektedir.
Atatürk'ün Harbiye Nazırı Cemal Paşa'ya yolladığı telgraftan...
Burada adı geçen Polis Genel Müdürü Nurettin Bey, Damat Ferit Hükümeti tarafından 31 Mart 1919 tarihinde göreve getirilmişti ve görevi süresince Millî Mücadele’ye karşı çıkmış, aynı zamanda İngiliz Muhipleri Cemiyeti’nin de koruyuculuğunu yapmıştı.
23 Temmuz 1919 tarihinde siyasi partilerle, cemiyetler ve üniversite öğrencileri Sultanahmet Meydanı’nda Atatürk ve Kuva-i Milliye düşmanı Damat Ferit aleyhine bir protesto mitingi yapmak istemişlerdi.
Ancak, Nurettin Bey’in emriyle polisler toplanan kalabalığı döverek dağıtmıştı.
Türk polisinin büyük bir kısmı Millî Mücadele saflarında yer alırken göreceli olarak azınlık bir kısmı bu mücadeleye karşı çıktı. Nurettin Bey de onlardan biriydi.
Onun gibi hainlere rağmen Türk Polisi’nin Millî Mücadele’de fedakârca bir mücadele sergilediği, ülkenin kurtuluşu için elinden gelen gayreti gösterdiği ve gerektiğinde canını feda etmekten çekinmediği görülmekte.
Bilhassa İstanbul Polisi, Millî Mücadele’nin ihtiyaç duyduğu silah ve mühimmat ile İstanbul’un işgalinden sonra vatanseverlerin Anadolu’ya kaçırılması için çok büyük gayret gösterdiler.
Ülkenin kurtuluşu için mücadele veren bütün cemiyet ve derneklere üye oldular ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümetinin emirlerini yerine getirdiler.
Yalnız mevcut teşkilatlara katılmakla kalmayıp birçok yerde direnişin bizzat örgütleyicisi oldular ve halkı Millî Mücadele’ye katılmaları için cesaretlendirerek onlara önderlik ettiler.
