Yüce Savunma Bakanlığı'na
Bakanlığınızın 7 Şubat 1914 tarihli telgrafıyla Aralık maaşımın herkes gibi donanma yardımı olarak kesildiği ve memuriyet ödeneğimin yarısı olan 2500 kuruş miktarında bir meblağın sıkıntı çekmemem için postayla gönderileceği emirle bildiriliyor.
Donanma yardımı olarak kesilen para Aralık'a ait maaşım olduğuna göre, söz konusu aya ait memuriyet ödeneğinin tamamen gönderilmesi lazım gelir iken, Ocak sonunda olduğumuz halde Aralık ödeneğimin yalnız yarısının gönderilmesi, ilgili makamca bir yanlışlık yapıldığı sanısını vermiştir.
Sofya'ya geldiğim günden bugüne kadar ödeneklerimin düzensiz verilmesi yüzünden, her bakımdan büyük zorluklar içinde kaldım ve birbiri üzerine yığılan ikamet, beslenme vesaire masraflarını 2500 kuruşla kapatmak imkanı yoktur.
Dolayısıyla Aralık ödeneklerimin tamamen ve Ocak maaş ve ödeneklerimin de ayın sonunda gönderilmesinin sağlanmasını hasseten istirham ederim. Bir de, bu konudaki telgraf açık ve Türkçe olarak yazılmıştır ki, içindekiler sıkıntıda olduğumu açığa çıkarıyor.
Sofya gibi küçük ve Türkçe bilenleri çok olan bir şehirde böyle bir telgraf metninin derhal yayılabileceği ve bu durumun buradaki memuriyet vaziyetime kötü tesir yapabileceği yüce Bakanlığınızın malumu olduğundan, bu gibi hususların yazıyla veya şifreli telgrafla yazılması hususunun gerekenlere emir buyurulması arz olunur.
Atatürk'ün Savunma Bakanlığı'na maaşının kesilmesi hakkında yazdığı mektup.
Türkiye'nin bugünkü mücadelesinin yalnız Türkiye'ye ait olmadığını, bütün arkadaşlarımız ifade etmiş iseler de, bunu bir defa daha teyit etmek lüzumunu hissediyorum.
Türkiye'nin bugünkü mücadelesi yalnız kendi nam ve hesabına olsaydı, belki daha kısa, daha az kanlı olur ve daha çabuk bitebilirdi.
Türkiye azim ve mühim bir gayret sarf ediyor. Çünkü savunduğu dava, bütün mazlum milletlerin, bütün Doğu'nun davasıdır ve bunu nihayete getirinceye kadar Türkiye, kendisiyle beraber olan Doğu milletlerinin beraber yürüyeceğinden emindir.
Atatürk'ün Rus sefiri Aralof'un İran sefiri Mümtazüddevle İsmail Han şerefine verdiği ziyafette yaptığı konuşmadan
Efendiler! Artık bizim hükümetimiz müstebit bir hükümet değildir. Bir mutlaki veya meşruti hükümet de değildir. Bizim hükümetimiz Fransa veya Amerika cumhuriyetlerine de benzemez.
Bizim hükümetimiz bir halk hükümetidir. Tam bir şura hükümetidir. Yeni Türkiye devletinde saltanat millettedir.
Yeni hükümet hakkında, İzmit sinema binasında konuşma.
Beni İstanbul'dan Samsun'a götüren vapur Boğaziçi'ni terk ederek Karadeniz'e girerken İstanbul ufuklarına baktım ve orada her türlü müdafaadan men edilmiş, kalp ve vicdanları kan ağlayan, dimağları yanan İstanbul halkı için ağladım, gözlerim yaşardı.
Fakat bu sevgili kardeşlerin mutlaka kurtulacağına o kadar emindim ki, bu emniyet benim için avunma sebebi oldu.
Atatürk'ün Yunus Nadi'yle yaptığı konuşmadan...
Tarih, vazifesini yaparken muhtaç olduğu bilgileri temin için hemen her ilim ve fenden istifade etmek mecburiyetindedir. Bilhassa, coğrafya ile daima yan yana yürür.
İnsan topluluğunun dünya yüzünde hangi mevkii işgal ettiği, bu mevkiin vaziyeti, yeryüzü şekilleri, iklimi, denize yakın veya uzak olması, toprağı, nehirleri, bitki ve hayvan yetiştirme kabiliyeti ile o topluluğun tarihi arasında sıkı bir münasebet vardır.
Aynı şekilde bir milletin, hangi milletlerle iktisadi toplumsal, siyasi münasebetlerde bulunduğunu bilmek lazımdır.
Bütün bunları coğrafya öğretir.
Tarih kitapları için el yazısıyla taslak metin
