Gençlik mükemmeldir, fakat hiçbir zaman unutmamalıyız ki, yüksek ağaçlar mutlaka derin köklere sahip olmalıdır, tıpkı İtalyan ve Türk ırklarının olduğu gibi...
Atatürk'ün büyük bir davette İtalya elçisi Lojacono'nun "Ve bilhassa her iki ülkenin gençliği." dedikten sonra ona verdiği cevap...
Amele ve işçilerin hayat ve hakları ve menfaatleri çiftçiler ve diğer vatandaşlar gibi aynı derecede önemli görülerek icapları nazarı dikkatte tutulur.
Buna karşılık Türk amelesinin milletlerarası fikirlerden uzak milliyetperverliğe bağlılıkları esastır.
İşçi hakları hakkında
Atatürk'ün 26 Ocak-2 Mart 1931 tarihleri arasında yaptığı yurtiçi gezisinden notları.
A Kemal, sen ziraat okudun mu? Hayır.
- Çiftçi misin? Hayır.
- Baban çiftçi miydi? Hayır.
İşte bilmediği işe parasını koyup da kaybedenlere sular bile güler.
Falih Rıfkı Atay anlatıyor: Orman çiftliği kurulduğu yıllarda toprağa ne ekilirse, ölüyordu.
Bir yıldönümü akşamı aşağı ufak köşkün önünde oturuyorduk. Topraklar bomboştu.
Müdür Tahsin Bey bu köşkün önüne bir havuz yaptırmış. O gün, Atatürk bir senelik zararı haber aldığı için düşünceye daldığı sırada, havuzun fiskiyesini açtılar. Meğer Tahsin Bey suyun içine renkli ampuller koydurmuş. Bozkırın bir köşesinde, alaca karanlıkta birdenbire yeşilli, mavili, allı sular fışkırınca, Atatürk güldü ve bu sözleri söyledi.
Şunu bilmenizi isterdim ki biz, emperyalistlerin pençesine düşen bir kuş gibi yavaş yavaş aşağılık bir ölüme mahkum olmaktansa babalarımızın oğulları olarak vuruşa vuruşa ölmeyi tercih ediyoruz.
ABD Başkanı Woodrow Wilson 1 Ağustos 1919'da Tümgeneral James Harbord başkanlığında askeri bir heyeti Anadolu ve Kafkaslardaki durumu incelemek üzere İstanbul'a gönderdi.
Bu heyet Sivas'a da geldi ve Kuvay-i Milliyecilerle görüştü.
Sivas'ta Mustafa Kemal'le görüşen Amerikalı general James Harbord ona şöyle dedi:
"Türk tarihini okudum. Milletiniz büyük kumandanlar yetiştirmiş, büyük ordular hazırlamıştır. Bunları yapan bir millet elbette bir medeniyet sahibi olmalıdır. Takdir ederim. Ama bugünkü duruma bakalım. Başta Almanya, müttefiklerinizle dört yıl harp eƫtiniz, yenildiniz. Dördünüz bir arada yapamadığınız şeyi, bu durumda tek başınıza yapmayı nasıl düşünebiliyorsunuz? Fertlerin intihar ettikleri vakit vakit görülür. Bir millettin intihar ettiğini mi göreceğiz?"
Atatürk ise ona aynen görselde yazılı sözleri söyler.
Bunun üzerine Harbord ayağa kalkar ve: "Biz de olsak öyle yapardık" diye cevap verir.
Hayatın sırları içgüdülerle duygulardadır. Akıl ve mantıkla bulunmaz.
