Muhtelif milletleri müşterek ve genel bir ünvan altında toplamak ve bu muhtelif unsur kütlelerini aynı hukuk ve şartlar altında bulundurarak kuvvetli bir devlet tesis etmek, parlak ve cazip bir siyasi görüştür; fakat aldatıcıdır.
Hatta, hiçbir sınır tanımayarak, dünyada mevcut bütün Türkleri dahi bir devlet halinde birleştirmek, elde edilmesi imkansız bir hedeftir.
Bu, asırların ve asırlarca yaşamakta olan insanların çok acı, çok kanlı hadiseler ile meydana koyduğu bir hakikattir.
Ümmetçilik ve turancılık siyasetinin muvaffak olduğuna ve dünyayı tatbik sahası yapabildiğine tarihte tesadüf edilememektedir.
Nutuk - Atatürk'ün Turancılık hakkındaki genel fikri
Yabancılardan nefret ettiğimiz hakkındaki rivayet esassızdır. Bizde bu gibi hisler yoktur.
Ben hükümet tarafından işlenen hatalardan dolayı o hükümetin ait bulunduğu millete düşmanlık besleyecek bir adam değilim.
Atatürk'ün Morning Post gazetesi muhabiri Grace Ellison'la yaptığı röportajdan
Biz medeniyetten, ilim ve fenden kuvvet alıyoruz ve ona göre yürüyoruz. Başka bir şey tanımayız.
Bu adamlar, filmde gördüğümüz gibi tiyatral bir atılışla işe girişti. Bugün Almanya'nın bütün askeri gücü onun elinde. Yarın savaşa girişecekler. O ve onun taklitçisi Mussolini savaş hazırlıkları ile meşguller.
Evet, savaşı başlatacaklardır, çünkü asker değiller, savaş nedir bilmezler. Savaş bir felakettir, hele bu iki müttefik için kesin ölümdür. Tarih Almanya'ya öyle bir toprak vermiştir ki, daima iki ateş arasında kalmaya mahkumdur.
Körü körüne hesapsız, kitapsız bir kendine güvenme, tamamen mekanik bir ordu sistemi, ilk hamlede korkunç bir kuvvet etkisi yapacaktır.
Fakat bir kere bir tarafı sakatlandı mı, darmadağın olacak, o çalışkan millet yere serilecektir.
Ortada ne Hitler, ne örgütü kalacaktır. Mussolini'den ise söz etmeye hiç gerek yoktur, efendisinin ortadan kalktığı gün, o da yok olacaktır.
Atatürk'ün Hitler ve Mussolini hakkındaki görüşleri
Ali Canip Yöntem anlatıyor: Atatürk bir akşam konuklarına dedi ki: “Hitler bana bir film yollamış, yukarı çıkalım da seyredelim.”
Atatürk ortaya bir mesele attığı zaman, o mesele hakkında kendi fikrini söylemeden etrafına sormak âdeti idi. Film bitince, “nasıl buldunuz” diye sordu. Herkes kendi fikrini açıkladıktan sonra Atatürk bu sözleri söyledi.
Bu büyük muharebede hayatlarını feda eden Türk evlatlarının isimlerini bir levhada göstermek maalesef mümkün olmadı.
Biz harbi sevk ve idare ettik; fakat ölümle pençeleşen onlardı.
Bununla beraber, onların isimlerini ayrı ayrı yazmaya zaten de lüzum yoktur. Çünkü onlar bir isim altında toplanmışlardır ki, Türk'türler.
Atatürk'ün 30 Ağustos Zaferi hakkındaki konuşması