Bu büyük muharebede hayatlarını feda eden Türk evlatlarının isimlerini bir levhada göstermek maalesef mümkün olmadı.
Biz harbi sevk ve idare ettik; fakat ölümle pençeleşen onlardı.
Bununla beraber, onların isimlerini ayrı ayrı yazmaya zaten de lüzum yoktur. Çünkü onlar bir isim altında toplanmışlardır ki, Türk'türler.
Atatürk'ün 30 Ağustos Zaferi hakkındaki konuşması
İnsanlarda kusur olur. Kusurlarımızı söylemek iyidir, yararlıdır.
Geçmişte yapılmış çok kusurlar ve noksanlar olmuştur.
Öyle olmasaydı zor durumlara düşmezdik.
Biz gerektiği oranda az kusurlu olmaya ve çok gayretli ve fedakar olmaya çalışmalıyız.
Atatürk'ün Kırklareli Türk Ocağı'nda yaptığı ziyaret sırasında banka müdürü Asım Bey'in Ocak'ta işbaşına gelenlerin yeterli derecede çalışmadıklarını söylemesi üzerine verdiği cevap.
Uzun bir zamandan beri kendisiyle haberleşiyor olmakla teselli bulduğum bir kişinin sessizliğiyle, haberleşmedeki ilgisizliğini görmekle azap duyuyordum.
Bugün o uzun süren sessizliği bozan bir mektubun gelmesi vicdan azabımı dindirdi.
Bir mektup... Evet; birkaç satırlık bir kağıt parçası...
Fakat sevilen bir kalbin sevgi akışlarının yansıdığı bir ruhun hatırlandığı sahne olduğu için sonsuz önemi vardır.
Büyük devletler kuran ecdadımız, büyük ve geniş medeniyetlere de sahip olmuştur.
Bunu aramak, incelemek, Türklüğe ve cihana bildirmek bizler için bir borçtur.
Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.
Atatürk'ün Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti Yüksek Riyaseti'ne yolladığı mektuptan...
Batı fabrikalarının çelik zırhlarıyla kaplanan muazzam Yunan orduları artık Anadolu dağlarında subayları tarafından terk edilmiş zavallı sürüler, cinayetlerinden dehşete düşerek kudurmuş kitleler ve ağaç diplerinde kalmış dermansız yaralılardan ibaret kaldı.
