Bu büyük muharebede hayatlarını feda eden Türk evlatlarının isimlerini bir levhada göstermek maalesef mümkün olmadı.
Biz harbi sevk ve idare ettik; fakat ölümle pençeleşen onlardı.
Bununla beraber, onların isimlerini ayrı ayrı yazmaya zaten de lüzum yoktur. Çünkü onlar bir isim altında toplanmışlardır ki, Türk'türler.
Atatürk'ün 30 Ağustos Zaferi hakkındaki konuşması
Mahvımızı emel edinmiş olan İngiltere'nin bütün İslam alemini kapsayan genel bir esaret tesisi hususundaki hainane teşebbüslerine mukavemet ve muhalefet edebilecek yegane İslam hükümeti Türkiye devleti olduğu içindir ki bütün Batı emperyalizm ve kapitalizminin en müthiş taarruzları Anadolu üzerine yöneltilmiş bulunuyor.
Atatürk'ün Taşkent'te bulunan Cemal Paşa'ya yolladığı telgraftan.
Bolşevik kuramının Rusya'da uygulanmış şekline bakalım: Bütün Rus milleti içinden işçi, deniz ve kara kuvvetlerinden ibaret bir azınlık ekonomik esaslara dayanan, komünist partisi adı altında birleşerek, bir diktatörlük meydana getirmişlerdir.
Amaçlarında, millî değildirler. Kişisel özgürlük ve eşitlik tanımazlar. Halk egemenliğine saygıları yoktur. İçeride çoğunluğu, zorlama ve baskı ile görüş noktalarına uymaya zorlarlar; dışarıda propaganda ve ihtilâl örgütü ile, bütün dünya milletlerine kendi ilkelerini yaymaya çalışırlar.
Halbuki, hükümet kurmaktan amaç, evvelâ, bireysel özgürlüğün teminidir. Bolşevik hükümet şeklinde istibdat niteliği görülmektedir.
Bir toplumu, bir kısım insanların görüşlerinin, zorla, esiri ve düşkünü yaşatmak şekline, doğal ve uygun bir hükümet sistemi gözüyle bakılamaz.
Komünizm hakkında
Vatandaş için Medeni Bilgiler
Memleketin kaynaklarının genişliği, halkın emek ve kabiliyeti ve ordularının süngüleri barış vaktinde de her türlü neticeleri elde edecektir.
Üç buçuk sene süren bu mücadeleden sonra ilim bakımından, maarif bakımından, iktisadiyat bakımından mücadelelerimize devam edeceğiz ve eminim ki, bunda da muvaffak olacağız.
Fabrikacı olacağız. Sanatkar olacağız. Bundan sonra zihniyetimizi hep buna hasredelim.
Atatürk'ün Bursa belediye heyetine yaptığı konuşmadan.
Ah Salih, Allah bilir, hayatımın bugününe kadar orduya faydalı bir uzuv olabilmekten başka vicdani bir emel edinmedim.
Çünkü vatanın muhafazası, milletin saadeti için her şeyden evvel ordumuzun o eski Türk ordusu olduğunu dünyaya bir daha ispat lüzumuna çoktan inanmıştım.
Bu kanaate ait emellerimin şiddeti, ihtimal beni çok fazla aşırı göstermişti. Fakat zaman, saf ve nezih dimağlardan doğan fikri hakikatleri -kabulünden çekinilse de- tatbik ettirir.
