Tekmil Anadolu ahalisi milli bağımsızlığı kurtarmak için baştan aşağı yek vücut bir hale getirilmiş ve istisnasız tekmil kumanda heyetleri ve arkadaşlarımız yüksek bir fedakarlık ile müştereken karar almıştır.
Vali ve mutasarrıfların hemen tamamı da bu halka etrafına alınmıştır. Bu yüce hedef için Müdafaai Hukuku Milliye ve Reddi ilhak Cemiyeti'nin kapsamlı unvanı kabul edilmiştir.
Anadolu'daki teşkilat kaza ve nahiyelere kadar genişliyor. İngiliz himayesinde bir bağımsız Kürdistan teşkili hakkındaki İngiliz propagandası ve bunun taraftarları da bertaraf edildi.
Kürtler de Türklerle birleşti.
Atatürk, 1. Kolordu Komutanı Cafer Tayyar Bey'e güzel haberleri veriyor
Bazen hiç umulmadık adamdan ben çok şeyler öğrenmişimdir.
Hiçbir fikri aşağı görmemek lazımdır.
Sonunda kendi fikrimi tatbik edecek bile olsam, ayrı ayrı herkesi dinlemekten zevk alırım.
Salih Bozok anlatıyor: ''Fikirleri kendisince hiçbir değeri olmayan kimselerle görüştüğünü çok görmüşümdür. Hatta bir defasında dayanamayıp: 'Paşam,' dedim, 'şu fikir danıştıkların arasında öyleleri var ki şaşıyorum. Bunların fikirlerine nasıl olsa sonunda katılmayacaksın. Ne diye birer birer çağırıp karşında söyletirsin?
Atatürk bu cevabı verir.
Kitapların cansız teorileriyle karşı karşıya gelen genç zihinler, öğrendikleriyle memleketin hakiki vaziyet ve menfaatları arasında irtibat yapamıyorlar.
Yazarların ve teorisyenlerin bir taraflı dinleyicisi vaziyetinde kalan Türkiye'nin çocukları hayata çıktıkları zaman bu irtibatsızlık ve intibaksızlık yüzünden tenkitçi, kötümser, milli şuur ve disipline riayetsiz kitleler teşkil ederler.
Atatürk'ün 26 Ocak-2 Mart 1931 yılında yaptığı yurtiçi gezisinden notları.
Efendiler; ben de bazı arkadaşlarım gibi Batı milletlerini, bütün dünyanın milletlerini tanırım.
Fransızları tanırım, Almanları, Rusları ve bütün dünyanın milletlerini şahsen tanırım ve bu tanışmam da harp sahalarında olmuştur. Ateş altında olmuştur. Ölüm karşısında olmuştur.
Yemin ederek size temin ederim ki, bizim milletimizin manevi kuvveti bütün milletlerin manevi kuvvetinin üstündedir.
Atatürk'ün Büyük Millet Meclisi'nde yaptığı konuşma
Sizden olan bir şahsa sizden fazla önem atfetmek, her şeyi milletin bir ferdinin şahsiyetinde toplamak, geçmişe, bugüne, geleceğe, bütün bu devirlere ait bir toplum meselesinin açıklanmasını ve ortaya konulmasını, bu yüksek topluluğun mütevazı bir şahsiyetinden beklemek, elbette ki layık değildir; elbette ki lazım değildir.
Atatürk'ün Samsun'da öğretmenlerle yaptığı konuşmadan...
