Cumhuriyet rejimi demek, demokrasi sistemi ile devlet şekli demektir.
Biz cumhuriyeti kurduk, on yaşını doldururken, demokrasinin bütün gereklerini sırası geldikçe uygulamaya koymalıdır.
Türkiye Cumhuriyeti'nde de birbirini denetleyen partilerin doğacağına şüphe yoktur.
Demokrasi maddi refah meselesi değildir. Böyle bir nazariyat, vatandaşların siyasi hürriyet ihtiyacını uyutmayı amaçlar.
Bir ulusu oluşturan bireylerin her çeşit özgürlüğü güven altında bulunmalıdır.
Demokrasi ve cumhuriyet hakkında
Efendiler, dünyada her şey için, maddiyat için, maneviyat için, hayat için, başarı için en hakiki yol gösterici ilimdir, fendir. İlim ve fennin haricinde yol gösterici aramak gaflettir, cehalettir, sapkınlıktır.
Yalnız, ilmin ve fennin yaşadığımız her dakikadaki safhalarının gelişmesini idrak etmek ve ilerlemelerini zamanında takip etmek şarttır.
Bin, iki bin, binlerce sene evvelki ilim ve fen lisanının çizdiği düsturları, şu kadar bin sene sonra bugün aynen tatbike kalkışmak elbette ilim ve fennin içinde bulunmak değildir.
Atatürk'ün Samsun'da öğretmenlere yaptığı konuşmadan
Bana öteden beri bu ve buna benzer tekliflerde bulunanlar çok olmuştur.
Siz ve kamuoyu bilmelisiniz ki, bu yoldaki teklifler hoşuma gitmemiştir ve gitmez.
Benim gayem Türkiye'de, yeni Türkiye Cumhuriyeti'nde millet hakimiyetini takviye etmek ve ebedileştirmektir.
Dediğiniz gibi bir teklifi, benim idealimi cidden rencide eden bir manada görürüm.
Bu noktada şu veya bu yorumlara giden sözlerin manasını, beni iyi tanımış olan Türk milleti benden daha iyi takdir eder.
Hayat boyu cumhurbaşkanlığı teklifine Atatürk'ün verdiği yanıt.
Sahil seyahatine devama imkan yoktur. Erzurum halkını, maruz kaldıkları acı felaket içinde ziyareti pek münasip ve lüzumlu görüyorum. Acı bir lisanla da davet ediyorlar. Hemen harekete karar verdimse de, Trabzon-Erzurum yolu bozuk, güvenilir otomobil yoktur.
Yarın öğlende buradan hareket ederek yalnız çok hazırlıkla davet edilmiş olduğum Rize ve Giresun'a çıkmak ve oraya Ankara'dan gelecek otomobillerle Sivas-Erzincan üzerinden Erzurum'a gitmeyi ve orada halkla bizzat meşgul olmayı düşündüm. Görüş ve cevabınızı makine başında bekliyorum.
Atatürk'ün, İsmet Paşa'ya yolladığı telgraf.
13 Eylül 1924 günü Erzurum Pasinler'de büyük bir deprem meydana geldiği sırada Atatürk, Karadeniz gezisindedir ve Hamidiye Kruvazörü'yle Trabzon'a yeni ulaşmıştır.
Atatürk hemen geziyi iptal edip Erzurum'a gitti.
Pasinler Depremi'nde ne yazık ki 60 vatandaşımız hayatını kaybetti.
Dine bağlı, din ve devlet işlerini birarada yürütmeye çalışan idarelere teokratik idareler denir ki, bu çeşit devletler eninde sonunda çökmeye mahkumdurlar.
Bugün dünyada bu şekilde idare edilen devletler dünyanın en geri kalmış ülkeleridir. Bunun için laiklik ilkesini anayasamızın en büyük ilkelerinden biri olarak kabul etmek ve buna dört elle sarılmak gerekir.
Türk gençliğini bu ilkenin dışında yetiştirmeye yeltenecek olanlar bu devlete, bu ulusa en büyük kötülüğü yapmış olacaklardır.
