Bugün düşmanlarla kuşatılmış olan Türk, Çerkes, Kürt gibi din kardeşlerinin el ele vermesi, sarsılmaz bir vücut meydana getirmeleri, namus ve hayatımızı kurtarmak için bir farzı ayndır.
Atatürk'ün Salihli cephesindeki milli komutanlardan Reşit Bey'e telgrafı
Bana öteden beri bu ve buna benzer tekliflerde bulunanlar çok olmuştur.
Siz ve kamuoyu bilmelisiniz ki, bu yoldaki teklifler hoşuma gitmemiştir ve gitmez.
Benim gayem Türkiye'de, yeni Türkiye Cumhuriyeti'nde millet hakimiyetini takviye etmek ve ebedileştirmektir.
Dediğiniz gibi bir teklifi, benim idealimi cidden rencide eden bir manada görürüm.
Bu noktada şu veya bu yorumlara giden sözlerin manasını, beni iyi tanımış olan Türk milleti benden daha iyi takdir eder.
Hayat boyu cumhurbaşkanlığı teklifine Atatürk'ün verdiği yanıt.
O, geçmişse hata etmiş. Bir milletin istiklalinin timsali olan bayrak çiğnenmez! Ben onun hatasını tekrar edemem.
9 Eylül 1922'de İzmir kurtarıldıktan bir gün sonra, Atatürk, kalmak için Karşıyaka'daki İplikçizade Köşkü'ne girer.
Kalabalık, Atatürk'ün çiğnemesi için köşkün girişine bir Yunan bayrağı sermiştir.
Atatürk durumu sorduğu zaman, Yunan Kralının bu köşke Türk bayrağını çiğneyerek girdiğini anlatırlar ve aynısını yapmasını isterler.
Atatürk bunu şiddetle reddeder ve bu sözleri söyler.
2. Görsel: Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk, Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak ve Mustafa Kemal'in yaveri Salih Bozok ve Atatürk'ün emir çavuşu Ali Metin (önde oturan) arabayla İzmir'e geliyor. 10 Eylül 1922
Efendiler! Sofra tertibi, sofra hizmeti cidden mühimdir. En ehemmiyetli medeni ihtiyaçlarımızdandır.
Bunun için esas, şef garsonlar ve garsonlardır. Ne yazık ki zikretmek lazımdır ki, memleketimizde bu nevi sanatkarlar ihtiyaç ile orantılı tarz ve miktarda yetiştirilmemiştir.
Evlerimizde, lokantalarımızda, otellerde bu hususları medeni insanlara yakışacak surette yapmaya mecburuz.
Atatürk'ün Bursa'da lokantacılarla yaptığı sohbetten...
İstanbul'a benden çok çok selam. Yakında birbirimizi kucaklarız. Milli emeller dahilinde barış elde edilecektir. Elde edilmesi yakındır. Her şeyde orduyu kullanmaya lüzum yoktur.
Artık bütün cihan bizimle beraberdir. İnsanlık bizimle beraberdir. İngiliz milletinin aklıselimi bizim tarafımızdadır. Hatta şimdiye kadar yanlış yola gitmiş olan bazı Batı ricali bile nihayet hakikati görmüşler, bizimle beraber olmuşlardır.
Atatürk'ün İstanbul'da yayınlanan Vakit Gazetesi başyazarına verdiği demeçten.