Yıllar
Konular
Favoriler

O millet aşkı ki, her şeye rağmen sinemizde sönmez bir kuvvet, metanet ve ateş kaynağıdır!

Mustafa Kemal Atatürk - 5 Şubat 1924
Buraya tıklayarak sayfayı yenileyin ve her yenilediğinizde Atatürk'ün bir başka sözüyle karşılaşacaksınız
X

İstanbul gazetecilerine verilen yemek sırasında söyledikleri

Kaynak: Atatürk'ün Bütün Eserleri, 16. Cilt, s.209

Bugünkü Polis Genel Müdürü, düşmüş olan millet haini kabinenin ve adamlarının yegane koruyucusudur.

Bu zat, muhaliflere, yani millet düşmanı olanlara bugün bir sığınak ve dayanak teşkil etmektedir.

Mustafa Kemal Atatürk - 12 Kasım 1919

Atatürk'ün Harbiye Nazırı Cemal Paşa'ya yolladığı telgraftan...

Burada adı geçen Polis Genel Müdürü Nurettin Bey, Damat Ferit Hükümeti tarafından 31 Mart 1919 tarihinde göreve getirilmişti ve görevi süresince Millî Mücadele’ye karşı çıkmış, aynı zamanda İngiliz Muhipleri Cemiyeti’nin de koruyuculuğunu yapmıştı.

23 Temmuz 1919 tarihinde siyasi partilerle, cemiyetler ve üniversite öğrencileri Sultanahmet Meydanı’nda Atatürk ve Kuva-i Milliye düşmanı Damat Ferit aleyhine bir protesto mitingi yapmak istemişlerdi.

Ancak, Nurettin Bey’in emriyle polisler toplanan kalabalığı döverek dağıtmıştı.

Türk polisinin büyük bir kısmı Millî Mücadele saflarında yer alırken göreceli olarak azınlık bir kısmı bu mücadeleye karşı çıktı. Nurettin Bey de onlardan biriydi.

Onun gibi hainlere rağmen Türk Polisi’nin Millî Mücadele’de fedakârca bir mücadele sergilediği, ülkenin kurtuluşu için elinden gelen gayreti gösterdiği ve gerektiğinde canını feda etmekten çekinmediği görülmekte.

Bilhassa İstanbul Polisi, Millî Mücadele’nin ihtiyaç duyduğu silah ve mühimmat ile İstanbul’un işgalinden sonra vatanseverlerin Anadolu’ya kaçırılması için çok büyük gayret gösterdiler.

Ülkenin kurtuluşu için mücadele veren bütün cemiyet ve derneklere üye oldular ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümetinin emirlerini yerine getirdiler.

Yalnız mevcut teşkilatlara katılmakla kalmayıp birçok yerde direnişin bizzat örgütleyicisi oldular ve halkı Millî Mücadele’ye katılmaları için cesaretlendirerek onlara önderlik ettiler.

Kaynak: Atatürk'ün Bütün Eserleri, 5. Cilt, s.139

Büyük Türk milleti!

Ordularımızın kabiliyet ve kudreti düşmanlarımıza dehşet, dostlarımıza emniyet verecek olgunluk ile tezahür etti.

Millet orduları, on dört gün zarfında büyük bir düşman ordusunu imha ettiler. Dört yüz kilometrelik aralıksız bir takip yaptılar.

Anadolu'daki bütün işgal edilmiş memleketlerimizi geri aldılar.

Bu bü­yük zafer yalnızca senin eserindir.

Mustafa Kemal Atatürk - 12 Eylül 1922

Büyük Zafer sonrası millete beyanname

Kaynak: Atatürk'ün Bütün Eserleri, 13. Cilt, s.275

Asla şüphem yoktur ki, Türklüğün unutulmuş büyük medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyeti, bundan sonraki inkişafı ile, atinin yüksek medeniyet ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır.

Bu söylediklerim hakikat olduğu gün, senden ve bütün medeni beşeriyetten dileğim şudur: Beni hatırlayınız...

Mustafa Kemal Atatürk - 29 Ekim 1933

Onuncu Yıl Nutku'ndan...

Atatürk, Onuncu Yıl Nutku'nun orijinalinde "bir güneş gibi doğacaktır" sözünden hemen sonra aşağıdaki cümleyi ekliyor:

Bu söylediklerim hakikat olduğu gün, senden ve bütün medeni beşeriyetten dileğim şudur: beni hatırlayınız

Ama nedendir bilinmez, sonra üstünü karalıyor ve nutku söylerken okumuyor.

Peki acaba neden sildi?

Belki çevresinden biri tavsiye verdi veya belki kendisi istemedi.

Ama gerçek şu ki milletimiz Atasını hiç ama hiç unutmadı ve unutmayacak.

Türk milletinin "medeniyet ufkunda" güneş gibi doğacağı günlere çok az kaldı. Unutmayın gecenin en karanlık anı, güneş doğmadan hemen öncesidir.

EKLEME:

Tarihçi yazar Cemal Kutay aktarıyor:

Atatürk nutkun metnini kendi el yazısıyla yazmıştı. Metni tarihçi Hikmet Bayur'a okuttu. (Bayur o sırada Çankaya Köşkü'nde genel sekreter.) Bayur, Atatürk'ün en güvendiği ve değer verdiği insanlardan biriydi. Bu güvene layık olduğunu onun ölümünden önce ve sonra defalarca kanıtlamıştır.

Bayur metni okuyor ama sıra o cümleye gelince içi burkuluyor. Ve okuyup bitirdikten sonra şöyle diyor:

Gazi hazretleri, eğer izin verirseniz bir şey söylemek istiyorum. Bu cümle bir vedayı hatırlatıyor. İnsanlar elbette fanidir ama böyle mutlu bir günde milletin kalbini bir veda acısıyla yakmayınız

Hikmet Bayur, olayın sonrasını Cemal Kutay'a kendisi anlatmış:

Benim bu sözlerimden sonra düşündü, yüzüme uzun uzun baktı ve aynen şöyle dedi:

Bu söylediğin doğrudur. Ben bu cümleyi kaldıracağım. Ama bunu bana kaldırttığın için ileride, ben öldükten sonra inşallah pişmanlık duymazsın”

Kutay sonra şöyle demişti:

Sanki daha sonra olacakları taaa o günden biliyor gibiydi.

Kaynak: Atatürk'ün Bütün Eserleri, 26. Cilt, s. 268

Ülkede sağlam ve yeni bir hukuk sistemi kurma düşüncesinde olan seçkin hukukçularla beraber, acı özlemi tekrar ve tespit edelim.

Milletin en az üç yüz yıldan beri olan ilerleme atılımları, şimdiye kadarki yetersiz hukuk sistemiyle ve hukukçularla engellenmiştir.

Bu yarayı iyileştirmek gereklidir.

Mustafa Kemal Atatürk - 1925

Atatürk'ün hukukla ilgili notlarından

Kaynak: Atatürk'ün Not Defterleri, ATASE, 12. Cilt, s. 20

Veritabanında
717 söz
bulunuyor.
Arama
Görüş Bildir

ve Arasında