Düşmanın terk ve tahliye ettiği kasaba ve köylerde yaptığı facialar her türlü tasavvurun üstündedir. Köylerin büyük kısmı tamamıyla yakılmıştır. Düşmanın ricat yolu üzerinde kalan zavallı köylülerimiz köylerinin harabeleri üzerinde sefalet ve zaruret içinde inlemektedirler.
Arz olunan ahvalden dolayı hükümetçe derhal gerekli şeffkat ve yardımın yapılması kat-i bir zaruret halini almakta, şimdilik en ziyade himaye ve yardıma muhtaç olanlara hakkaniyet dairesinde dağıtılmak üzere emri alilerine verdiğim meblağdan yüz bin liranın acele Batı Cephesi emrine gönderilmesini ve senelerden beri zulüm ve sefaletle inleyegelmiş milletimizin yaralarına çaresaz olacak tedbirlerin hükümetçe alınmasını ve bildirilmesini rica ederim.
Maliye Bakanlığı'na telgraf.
Batı Anadolu'da Yunan zulmü hakkında detaylı bilgi için tıklayın
Bugün de aynı hisler aynı kuvvetle devam ediyor.
Atatürk'ün Sivas Lisesi hatıra defterine yazdığı not.
Sivas Kongresi 4 Eylül-11 Eylül 1919 tarihinde düzenlendi. Atatürk, Sivas'a 2 Eylül'de geldi ve 18 Eylül'e kadar burada kaldı.
Sivas Kongresi, Sivas Valisi Mazlum Paşazade Mehmet Memduh Bey tarafından 5 Ekim 1892 yılında inşa edilen ve görkemli bir mimariye sahip olan Sivas Lisesi'nde düzenlendi.
Kongreye katılanlar Sivas'ta yaşayan insanların evinde kalırken, Mustafa Kemal'in kalması ve çalışması için lisede bir oda ayarlandı.
Sivas Lisesi, 1981 yılında kapatıldı ve 1990 yılında müze olarak ziyarete açıldı.
Müzede, kongre salonu ve Atatürk'e ait çalışma ve dinlenme odası, kongrenin yapıldığı günlerdeki hali ile muhafaza edilmektedir.
Ancak hatalarını kabul edenler, affedilmeye layık olurlar. Çünkü bunlar hatalarını anlamış, pişman olmuş, bir daha aynı hatayı istememeye karar vermiş kimselerdir.
Fakat suçlarını saptırmaya ve savunmaya kalkışanlar aynı yolda devam edecekler demektir ki, bunları hoş görüp affetmek kesinlikle uygun değildir.
Benim gözümde hiçbir şey yoktur.
Ben yalnız liyakat aşağıyım.
Ben, büyük İsmet İnönü'nün karşısında bulunmakla mutlandığı manzaradan manen değilse bile maddeten uzak bulunmuş olmaktan üzüntü duymadığımı söyleyemem.
Ancak şununla teselli bulmaktayım ki, senin, hakikati, asaleti, millet ve devlet için gönülleri ateşlileri benim kadar ve belki benden daha parlak görür olduğunu bildiğimdir.
Atatürk'ün İsmet İnönü'ye yazdığın telgraf.
Mutlanmak kelimesi "mutluluk duymak" anlamına geliyor.
