Zaman süratle ilerliyor, milletlerin, toplumların, kişilerin mutluluk ve mutsuzluk anlayışları bile değişiyor.
Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve ilmin gelişimini inkâr etmek olur.
Asla değişmeyeceği iddia edilen hükümler hakkında
Dine bağlı, din ve devlet işlerini birarada yürütmeye çalışan idarelere teokratik idareler denir ki, bu çeşit devletler eninde sonunda çökmeye mahkumdurlar.
Bugün dünyada bu şekilde idare edilen devletler dünyanın en geri kalmış ülkeleridir. Bunun için laiklik ilkesini anayasamızın en büyük ilkelerinden biri olarak kabul etmek ve buna dört elle sarılmak gerekir.
Türk gençliğini bu ilkenin dışında yetiştirmeye yeltenecek olanlar bu devlete, bu ulusa en büyük kötülüğü yapmış olacaklardır.
Saltanat ve hilafet mevkiini işgal eden Vahdettin, soysuzlaşmış, şahsını ve yalnız tahtını temin edebileceğini tahayyül ettiği alçakça tedbirler araştırmakta.
Nutuk, başlangıç paragrafı. Atatürk'ün 19 Mayıs'da Samsun'a çıkması üzerine yaptığı durum değerlendirmesi.
Büyük Amerikan milletine:
Siz zulüm ve istibdadı kendi vatanınızdan uzaklaştırdınız. Siz uzun ve kanlı bir mücadeleden sonra kendi hürriyet ve bağımsızlığınızı elde ederek, halk hakimiyetine dayalı demokratik bir devlet ve kuvvetli bir medeniyet tesis ettiniz.
Bugün yerkürenin diğer tarafında bir millet var ki, o da aynı hürriyet, aynı bağımsızlık ve aynı demokrasi uğrunda mücadele ediyor, kan döküyor.
Hürriyet ve bağımsızlık uğrunda harp eden ve tıpkı sizler gibi dünyada ilerleme ve adalet etkeni olmak için samimi bir surette mücadelede bulunan Türk halkına kalbinizi açık bulundurunuz.
Atatürk'ün Amerikan "The New York Herald" gazetesi muhabirine verdiği demeçten.
Birlikler geri çekilirken taarruz edeceğiz ve elimizden geldiği kadar malzeme götürmesine mani olacağız, burası davar tarlası mı Türk toprağına girmek ne kadar güçse çıkmak da o kadar güçtür!
25 Nisan 1915 günü düşman Arıburnu'na çıkarma yaptığı sırada Mustafa Kemal, Bigalı'da bulunan 19. Tümen Komutanlığı görevindedir.
Olayı duyar duymaz, üstlerine soru bile sormadan anında birliklerine Arıburnu'na marş emri verir.
Kocaçimen tepesinde askerlerine dinlenme emri verir ama kendisi devam eder. Conkbayırı'na geldiği sırada düşmandan kaçan bir grup asker görür. Onlara ünlü "düşmandan kaçılmaz" sözünü söyleyip yere yatmalarını emreder.
Askerler yere yattığı an düşman da yere yatar ve sonra aradan geçen zaman içinde 57. Alay Conkbayırı'na yetişir ve 27. Alayın da saldırıya katılmasıyla düşman kıyıya kadar geri püskürtülür.
Düşman kaçarken Atatürk bu sözleri söyler.
